Sezonun başı da dahil olmak üzere bütün yaz boyunca Efeler Ligi’ne İzmir, Ankara ve İstanbul dışından katılan 4 Anadolu kulübü hakkında yazılar yazdım. Ülke voleybolu için oldukça önemliler, lige bu takımlar renk katacak, rekabetin dozunu bu kulüplerin yatırımları ve olaya bakış açıları belirleyecek gibi ifadeler kullandım. Şu an bulunduğumuz noktada beklentilerimi yüksek seviyede tuttuğum iki takımdan birinin bu konularda başarıya ulaşmak üzere olduğunu görüyorum. Elbette bunun haklı gururunu yaşayarak sizlerle de paylaşmak istiyorum.
İnegöl Belediyespor ligde oynadığı son dokuz maçın altısını kazandı. Bu galibiyetlerle topladığı puanlar takımı altıncı sıraya kadar yükseltti. Kazandığı altı maçtaki rakiplerinden üçü lig liderliğini küsuratla kaçıran Ziraat Bankası, İstanbul B.B.S.K ve hali hazırda dördüncü sıradaki Maliye Piyango takımlarıydı. İnegöl Avrupa kupalarına katılma potasında mücadele veriyor. Sezon sonunda bunu gerçekleştirse de gerçekleştiremese de bunun bir önemi yok, zira kanıtladığı şey ortada ve bunu da skor yazarlığı yapmadan değerlendirip sonuca çok fazla odaklanmamak gerektiğini düşünüyorum. Erken konuştuğumu söyleyecekler için de şimdiden bir cevabım var: Arkas ya da Halkbank gibi takımların karşısındaki İnegöl Belediyespor’a bir miktar pozitif ayrımcılık yapıyor olmak adalet duygusunu çok da zedelemez.
Bu sıralamaya gelebilmiş olmayı sağlayan faktörlere de değinmek gerekiyor. Sonuçta “Hiçbir başarı tesadüf değildir.” sözü yabana atılacak bir ifade değildir. Öncelikle sezon başında hedefin iyi belirlenmesi kısmından başlayayım. Kulübün başkanı ve yöneticiler yaz aylarından itibaren artık hedef çitalarını yükselttiklerini söylemeye başlamışlardı. Her fırsatta bu senenin ayak sesleri olan açıklamalar yaptılar. Bununla birlikte hedeflere ulaşabilmek için gerekli yatırımları da yaptılar. Özellikle kadrolarındaki üç yabancı da kendini kanıtlamış oyuncular. Dolayısıyla ücretleri de İnegöl Belediyespor için düşük sayılmayacak rakamlardı. Aynı zamanda bir mobilya kenti olan İnegöl sağlam bir bütçe hazırlamış olmalı ki bu oyuncuları kadrosuna katabildi. Başarı ile birlikte yatırımın daha da artacağı kanaatindeyim.
En az bunlar kadar önemli olan bir diğer konu taraftar desteği. Bunun Anadolu kulüpleri için çok büyük bir avantaj olduğunu daha önce de ifade etmiştim. Çünkü büyük kulüpler voleybol branşlarında çok kalabalık seyirci kitlesine karşı oynamıyorlar. Ancak İnegöl, Afyon ve Tokat gibi takımların taraftarları voleybolu daha fazla önemsiyor. İnegöl Belediyespor bu sezon dokuz galibiyetin altı tanesini ev sahibi olduğu maçlarda aldı. Ayıca iki tane de 2-3 biten maçlarla 1 puan almayı başardı. Bu da İnegöl Belediyespor’un başarı hikayesindeki önemli sac ayaklarından biri.
Kapanışı temennilerimle yapıp yazıyı Anadolu coşkusu kıvamında bitireceğim. Geldiği noktada hedeflerine oldukça yaklaşmış olan İnegöl Belediyespor umarım ligin geri kalan kısmında da önemli galibiyetler alıp mutlu sona ulaşır. Ve yine umarım ki voleybol camiası da bu özverili çalışmaya kayıtsız kalmayıp kulübün hedef çitasını yükseltmesi adına daha fazla motivasyon kaynağı bulmasına yardımcı olur.