Hafızlık…
Öyle bir yolculuktur ki, her çocuğun yüreği başka bir vadiden geçer.
Kimi çiçekli bir patikada yürür gibi ilerler,
Kimi dikenli yollarda ayağına taş değer ama vazgeçmez.
Ve kimi…
Kimi sadece sevilmeyi bekler, başlamadan önce anlaşılmayı.
Ama biz, hepsine aynı haritayı veririz:
Sabah ders almayı, sonraki saatlerde dersi bitirmeyi..
Akşam ders tekrarını
Ve deriz ki: “Yol bu, başka yok.”
Oysa bazı kalpler, bu yolu göremez.
Çünkü onlara harita değil, rehber gerekir.
İşte tam burada Enneagram devreye girer.
Her çocuğun mizacını bir pusula gibi avucumuza bırakır.
Biri kuzeye yürümek ister, biri güneye…
Biri sessizlikte derinleşir, biri kalabalıkta açılır.
Ve biz sonunda anlarız: Ezber, sadece cüzde ilerlemek değilmiş.
Asıl olan, çocuğun içindeki yolu keşfetmekmiş.
Enneagram temelli hafızlık eğitimi; herkese aynı yöntemi değil, herkese kendi yolunu sunar.
Kimi çocuk hata yapmaktan korktuğu için ezberden uzak durur, kimi anlam bulamayınca ezberden kopar.
Kimi dikkatini toplayamaz, kimi yeterince anlaşılmadığında motivasyonunu kaybeder.
Ama hepsi, doğru yöntemle buluştuğunda parlamaya başlar.
Çünkü hafızlık bir ders değil, bir ibadete çağrıdır.
Ve her çağrı, farklı bir kulakta yankı bulur.
Enneagram bize şunu fısıldar: Ezberlemeden önce anla, okutmandan önce dokun.
Çünkü bazı çocuklar temasla açılır.
Çünkü ayetler, dudakta değil; önce gönülde yankı bulmak ister.
Ve ezberlenmeden evvel, çocuğun öğrenme yolunu tanımayı bekler.
