Tokyo bileti ve kadına şiddet

A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na katılma hakkı kazandı ve ülke adına hem gurur hem de sevinç kaynağı oldu. Şunu belirtmek gerekir ki Avrupa’dan takım sporlarında olimpiyatlara katılmak oldukça zordur. Bir kez daha teşekkür ve tebrik ederek bu sonucun olası bir işlevine değinmek istiyorum.

Türkiye adına ülke ölçeğinde ses getiren sportif başarılar toplumsal farkındalık oluşturmak ve sorunları gündeme getirebilmek için önemli bir fırsattır. Sürekli konuşulsa da ilerleme kaydetmekte, çözüme kavuşturmakta güçlük yaşadığımız bir problem var. Kadına şiddet sorunu kronik hale gelmek üzere hatta belki de geldi: Bir erkek olarak bu konu hakkında yazmak ‘haddimi aşmak’ olur mu diye düşündüm fakat bunu yapmak susmaktan yeğdir sonucuna vardım.

Kadına şiddetin boyutları sözel şiddetten cinayete kadar uzanıyor. Çalıştay üzerine çalıştaylar yapıp kanun üzerine kanunlar çıkarıp bir türlü aşama kaydedemediğimiz ve gittikçe daha da derinleşen bir mesele. Kadının gördüğü şiddet ve sansürün önüne geçmesi gereken bazı küçük siyasi zerzevatların dahi elde edilen başarıyı üzerine vazife olmayan bir bakış açısıyla değersizleştirmeye ve anlamsızlaştırmaya çalışması gibi gerçeklerin de işin zorluğunu artırdığı hesaba katılmalı. Bugünlerde milli kadın voleybolcular ekranlarda daha çok görünüyor, gazetelerde daha çok yer kaplıyorlar. Elde ettikleri uluslararası başarı sayesinde güçlü ve karizmatik bir duruşları var. Bu anlamda çözümün bir parçası olmaya ve diğer insanları da sorunu daha fazla umursamaya sevk edecek kadar muktedir olabilirler. Toplumdaki kadın imgelemini olabildiğince kuvvetli ve saygın hale getirilmeli ki bu problemin çözümünün asli unsuru olması gereken kadınlar tarafından ele alınabilme ve sonlandırılma ihtimali kuvvetlensin.

Öncelikle medya, hukuk ya da politika alanında kadın voleybolcuları süreçlere dâhil etmekle alakalı pratikler ne olabilir ya da bunlar ne kadar hayata geçirebilir gibi sorulara cevap aranarak işe başlanabilir. Muhtemelen ülkemizin sporcuları da böyle bir sorumlulukla alakalı üzerine düşeni yapmaktan geri durmayacaklardır. Umarım ki voleybol salonunda elde ettiğimiz başarı toplumsal bir sorunun çözümüne da fayda sağlayarak taçlanır ve yaşadığımız gurur ve sevincin anlamı çok daha derinleşir.

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.