Osmanlı’nın Arka Yakası: Yezidiler*

Yezidi adı, eski Farsça’da ’’iyilik-güzellik’’ tanrısı olan ’’İzed ’’ veya Zerdüşt düşüncesindeki ’’Yezdan[ Avesta dilinde Yazata, eski Hintçe’de Yacata yani tapılmaya değer, ayrıca Agni, İndra ve Savitar gibi tanrıların Veda’daki unvanı; aynı şekilde eşya adı olarak da geçmektedir. Yezdan kelimesi daha çok ilahi güçlerin ortak gücünü ifade etmek için kullanılmaktadır. Bkz. V.F. BÜCHNER, Yezdan, İ.A., C. XIII, s.409.]’’dan geldiği söylenmektedir.[ Halil İbrahim BULUT, İslam Mezhepleri Tarihi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2011, 351.] Aynı şekilde Kürtçe’deki ’’ezdam (beni yaratan)’’ kelimesinden türediği de iddialar arasındadır.[ Rohat CEBE, Ersoy SOYDAN, Batman Yezidileri ve Yezidi Sözlü Kültürü, Batman Üniversitesi, Yaşam Bilimleri Dergisi, C. 1, S.1, 2010, s.1144.]

Bu görüşü savunanlara göre Yezidilik, İranî ve Âsurî unsurlarının karışımından ortaya çıkan bir nevi Mecusiliği temsil etmektedir. Bu anlayışa göre kötülük, iyiliğin karşıtı olarak varolmaya devam ettiği sürece ’’Şeytan’’ Tanrı’nın yaratıcı eli sıfatıyla yüceltilecektir. Bu sebeple bazı araştırmacılar ve diğer din mensupları Yezidileri ’’şeytana tapanlar’’ olarak isimlendirmiştir.[ BULUT, a.g.e., s.351.] Bazı araştırmacıların da aktardığı üzere Yezid b. Uneyse el Harici’ye nispetle bu ismi almışlardır.[ Cevad MEŞKUR, Mehepler Tarihi Sözlüğü, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2011, s. 565, Ahmet ÖZALP, Yezidiyye, Şamil İslam Ansiklopedisi, c.VI, s.403.]

Bilindiği üzere Zerdüştlükte horoz, kutsal bir hayvan olarak kabul edilir. Yezidilikte de Melek Tavus, horoza (Tavus kuşu) benzer bir şekilde tasvir edilir.[ Şevket BEYSANOĞLU, İnançları, Gelenek ve Görenekleri ile Yezidiler, Neyir Matbaası, Ankara 1988, s.9.] Yezidiler, Hz. Âdem’den sonraki ikinci ataları olarak kabul ettikleri Ez-da (Tanrı verdi) veya Ezdam’dan yola çıkılarak kendilerini, Azday halkı, yani Ezidî veya Ezidîyan olarak adlandırmışlardır.[ CEBE, a.g.m., s.1145.]

Ezda’dan geldiklerine inanan Yezidiler, Museviler[ Bir kişi, eğer Yahudi bir anneden doğmuşsa, nasıl yetiştirildiğine bakılmaksızın Yahudi olarak kabul edilir. Din olarak Yahudiliğe girmek mümkün olsa da, Yahudilik bir iman meselesi değildir. Yahudi olmak için biyolojik köken dini inançtan daha önemli bir ölçüttür. Yahudilik nesiller boyunca anneden çocuğa nakledilir; bu yüzden de istisnai olsa da, Yahudi olunmaz; doğulur. Bu, Yahudi bir baba ve Yahudi olmayan bir anneye sahip olan kimsenin bir Yahudi olarak kabul edilmediği anlamına gelir. Daha fazla bilgi için bkz: Fuat AYDIN, Yahudilik, İnsan yayınları, İstanbul 2010, s.7.] gibi kendi soylarından olmayan birinin bu mezhebe girmesini de uygun görmezler. Onlara göre Yezidi soyu temizdir ve Yezidiler saf olarak Hz.Âdem’in kanından yaratılmışlardır; çünkü diğer insanların kanında Havvâ’nın kanı dolaşır, bu yüzden kendilerini diğer ırklardan daha üstün görürler.[ BEYSANOĞLU, a.g.e., s.9, E.Ruhi FIĞLALI, Yezidilik, Türk Ansiklopedisi, c.XXXIII, Ankara 1984, s.441. ] Sadece Yezidi doğanların Yezidi olabildiğinden ’’etnik din’’ olarak da kabul edilmektedir.[ CEBE, a.g.m., s.1145.]

Yezidi isminin Yezid b. Muaviye (64/683)’den geldiğini ve menşei itibarıyla de Şeyh Adiy b. Musafir (öl.555/1160 veya 557/1162)’e dayandığını belirten araştırmacılar da mevcuttur.[ BEYSANOĞLU, a.g.e. s.9, ÖZALP, a.g.m., s.403.] Fakat Menzel, İslam Ansiklopedisi’nde bununla ilgili olarak şöyle der:

Yezidiler’in bizzat yeni hissini taşıdıkları Yezidi adı, hiçbir şekilde, ne Yezid b.Unaysa, ne de İran’daki Yezd şehri ile ilgilidir. Bu isim, muhtemelen, fonetik kanunlarına uygun olarak gelişen şekli gösteren yeni Farsça’daki İzed (Melek Tanrı), Avesta dilinde Yazata[ ‘Ulu’ anlamına gelen Yazatalar bir bakıma dünyevi işlerden sorumluydular, Yazatalar, abit olan insan(ibadet eden) ile mabud olan(ibadet edilen)Ahura Mazda arasındaki aracıydılar. Bkz. Mehmet Sait ÇAKAR, Yezidilik, s.27.] Pehlevi dilinde Yazdan, modern Farsça’da Yazdan (Tanrı), Avesta da yazatanam, Pehlevi’de yaztan, yazdan, İzed’den gelmektedir ve Avesta’da geçen ‘’Yazdan’’âyin ve merasimle ilgili olarak Yeni Farsça’ya girmiştir. Buna göre, bu kelime, bizzat kendileri tarafından kullanıldığı gibi, Ezidi’ İzidi veya İzdi (Tanrıya tapanlar), Yezidiler tarafından da bilinen bir iştikak olmalıdır.[ T.H. MENZEL, Yezidiler, İ.A., c.XIII, s.415.]

Yezidilerin inançlarına bakıldığında bunların ’’Meleklere tapanlar’’ şeklinde isimlendirmeleri yerine, onları kötülemek maksadıyla Yezidilere haksız bir şekilde yakıştırılan lakap olan ’’Şeytan-perest’’ veya Abede-i iblis’tir. İnançları gereği gizlilik esasına dayanan kapalı bir toplum olmaları sebebiyle de ’’Çerağ Söndürenler’’ anlamını taşıyan mum söndürenler olarak da anılmaktadırlar. Verilen bu bilgiler doğrultusunda Yezidi isminin bu dindeki kökenine dair XIX. yy’ın ilk yarısında ortaya atılan teoriler içinde Yezidiler ile Şah Keyhüsrev’in kasadarı ve ’’İnananların prensi’’ olarak da adlandırılan Nasturî Yazdin arasında bir bağlantı kurulmasıdır. Bu gerekçeye de Yunan tarihinde Heraclius’un 672 Noel’ini kutladığı yer olarak bilinen Yazdin’in Kerkük dışındaki evinin Yezidilerin XIV. ve XVII. yy’da yaşadıkları yere oldukça yakın bir yer olduğu yönündedir.[ ABCA, a.g.t., s.7.]

*
Hamiş: Seri olarak yayımlamayı düşündüğümüz yazıların ilkini paylaşmış bulunmaktayız. Ayrıca, Yezidiler kendilerini Kürtçe Ezidi ya da Ezdi olarak tanımlarlar. Bütünlük açısından farklı kaynaklarda geçen ‘’Ezidi’’ ismini, ’’Yezidi’’ olarak kullanmayı uygun gördüğümüzü belirtmek isteriz.

Son Yazılar

Harun Aktaş Yazar:

''Toparlanın gitmiyoruz''