Dünya şampiyonası günlükleri-2

Başı keyifli sonu ise tatsız olan bir günlükle birlikteyiz. Dinlenme gününün ardından Bulgaristan karşısında 3-0 galip gelen Filenin Sultanları biraz önce İtalya’ya yine aynı skorla boyun eğdi. Grupta artık önümüzde yalnızca Küba maçı kaldı ama bunun öncesinde biraz oynadığımız son iki maçtan bahsedeyim.

Bulgaristan karşısında genel anlamda çok zorlanmadık. Maça dair konuşulması gereken en önemli nokta ikinci sette işler kötü giderken takımın verdiği reaksiyon. Bu setin kazanılmış olması ilerleyen aşamalarda daha sert geçecek olan maçlar için umut vericiydi. Çift haneli skor üreten üç oyuncumuzun oluşu üç set süren bir maç için yeterli oldu. Sultanlar, özellikle hücum aksiyonlarında diğer maçlara göre daha iyi bir görüntü çizdi. Koç Guidetti de bunu blok ve defans dengesinin iyi oluşuna bağladı. Rakip ataklara file üzerinde ya da sahamızda yaptığımız etkili savunma sonucu çıkan toplar hücumda iyi işler yapmamızı sağladı.

Bu galibiyet moral açısından iyi geldi. Genç bir kadroya sahip olduğumuzu göz önünde bulundurursak daha zor geçeceği kesin olan İtalya maçı öncesi oyuncularımızın böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Ayrıca maçı 3-0 almış olmak ve 77 dakikalık bir sürede işi bitirmek ertesi gün sadece 20 saat sonra çıkılacak İtalya karşılaşmasında verilecek mücadele anlamında önemliydi. Çünkü İtalya dün Küba karşısında hiç yıpranmadan çok rahat bir galibiyet alıp bizden birkaç saat daha önce dinlenmeye geçmişti.

Bugün sabah rakip İtalya idi. Organizasyona dünya sıralamasında yedincilik unvanı ile katılan rakip aynı zamanda da bir voleybol ekolü. Bizim gibi birkaç tecrübeli isim dışında genelde genç oyunculardan kurulu bir kadroya sahipler. Fakat bu genç oyuncuların tecrübeli olduğunu da eklemek gerekir. Mesela 1998 doğumlu Paola Ogechi Egonu senelerdir A milli takım seviyesinde oynuyor ve birçok maçta sorumluluk aldı. Kadrosunda Egonu dışında bir siyahi oyuncu daha bulunduran Akdeniz ülkesinin oyuncu havuzu ve devşirme konusunda bizden daha şanslı olduğunu belirteyim. Onlarla oynadığımız bu maç hem turnuvanın sonunda elde edebileceğimiz sıralamayı tahmin edebilmek için hem de grubu ilk iki içerisinde bitirebilmek için son derece önemliydi.

Rakip potansiyelini büyük oranda sahaya yansıtmayı başarırken biz yapmak istediklerimizi gerçekleştiremedik. Bunun temel sebeplerinden biri pas kalitemizin yeterli olmayışıydı. Mücadele ettiğimiz oyunun sonlarını rakibin direncini kıracak ataklarla sonuçlandıramayınca kötü bir skorla karşılaştık. Bu anlamda pas varyasyonlarının da İtalya kadar çeşitli olmadığını eklemek lazım. Aslında taktik anlamda pek sıkıntımız olduğu söylenemez. Guidetti aksayan oyuncuları değiştirmek ya da oyuna müdahale etmek adına anında ve cesurca hamlelerde bulundu. Buna karşın tüm çabalara rağmen sonuç olarak gücümüz yetmedi diyebilirim. İlk iki set ortaya koyduğumuz tepkiyi son sete taşıyamadık ve o seti 25-12 kaybettik.

Maça dair söylenebilecek tek olumlu şey Ebrar’ın oyuna girer girmez hem sayı üretme hem de takım oyununa enerji katma noktasında etkili olmasıydı. Çok az süre aldı fakat o serviste iken İtalya hep tedirgin oldu ve sıkıntı yaşadı. Umarım ilerleyen maçlarda yaptıklarıyla sonucu da değiştirebilir.

Önümüzde sadece Küba maçı kaldı ve buradan üç puan çıkaracağız gibi görünüyor. Dolayısıyla bu karşılaşma ile ilgili çok bir şey söylemeye gerek yok. Yeniden silkelenip kendimize gelmemiz için bir fırsat olarak görmek lazım. Grubu 9 puanla ve 3. sırada tamamlayacağımız kesin gibi. Bundan sonrasını yeni rakipler belli olduktan sonra değerlendirebilirim. Bir sonraki günlükte görüşmek üzere.

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.