Fi-yas-ko

Geçtiğimiz Çarşamba ve Perşembe günlerinde CEV Volleyball Champions League’in grup aşamasındaki ilk maçlarına çıkan temsilcilerimiz Arkas, Halkbank ve Fenerbahçe rakiplerine mağlup oldu. Sonuçları bir kez de ben gözünüze sokmak istiyorum:

Arkas 0-3 Zaksa KEDZIERZYN-KOZLE

Fenerbahç 1-3 Knack ROESELARE

VfB FRIEDRICHSHAFEN 3-1 Halkbank

Başlıkta da ifade ettiğim üzere tam bir fiyasko. Bırakın galibiyeti puan dahi çıkaran olmadı. Maçlar öncesi ümitliydik fakat işler beklediğimiz gibi gitmedi. O halde bu vakit en ağır şekilde eleştiri yapma vaktidir.

Arkas’ın mağlubiyeti diğerlerine göre bir nebze kabul edilebilir. Sırp pasör Jovovic’in kadroda olmaması büyük bir dezavantajdı. Ancak yerine oynayan Muhammed Kaya’nın iyi bir performans gösterdiğini söyleyebilirim. Elinden geleni yapmış olsa da tecrübe eksikliği önemli bir faktör. Ayrıca Arkas’ın karşısında Polonya gibi çok kuvvetli bir ligin namağlup lideri vardı. Setler de kafa kafaya gitti ancak son noktayı hep rakip koydu. Hata sayısını azaltarak ilerleyen maçlarda bir telafi yapmaları gerekiyor.

Burada takımın yanında tribünlere de değinmek gerekiyor. İzmir’de maalesef tahmin ettiğim kadar yoğun bir seyirci desteği yoktu. Bu önemli karşılaşmada rakip elini kolunu sallaya sallaya maç kazandı. Salonda neredeyse hiç baskı hissetmediler. Bu durum da sahadaki oyun kadar hayal kırıklığı yarattı.

Artık saç baş yolduran yenilgilerden bahsetme zamanı. İlk önce Fenerbahçe’nin Belçika temsilcisi olan rakibi karşısında çaresiz kaldığı anlardan bahsedeyim. Aslına bakarsanız rakipte çok büyük yıldızlar yok. Keza Fenerbahçe de maça da gayet rahat başladı. Ancak ilk setin ortalarından itibaren bir servis karşılama problemi yaşadılar ki kelimenin tam anlamıyla evlere şenlik. Oyundan tamamen düştüler ve kazandıkları set de dahil olmak üzere bir daha toparlanamadılar. Oyuncu değişiklikleri de fayda etmeyince ilk set ardından maç da gitti. O kadar garip hatalar oldu ki maçı birlikte izlediğim bir antrenör arkadaşım “Topun rengi değişik ya acaba o yüzden mi böyle oluyor?” demeye başladı. Fenerbahçe’nin yabancıları bu maçta voleybola da yabancı gibiydiler. Fransız smaçör Guillaume Quesque kendinden hiç beklenmeyecek kalitesine hiç yakışmayan hatalar yaptı. Üzülerek söylemeliyim ki bu mağlubiyetin bedeli ağır olacak. İlerleyen haftalarda çok daha kuvvetli rakiplerden galibiyet almaya çalışacaklar.

Arkas maçında olduğu gibi Fenerbahçe için de tribün desteği çok azdı. Salonda rakibi bunaltıp oyun konsantrasyonunu bozmaya çalışan bir taraftar grubu yoktu. Türkiye’nin en büyük camialarından birine sahip olan bu kulübün erkek voleybol takımının böyle bir maçta daha çok ilgi görmesi gerekiyordu. Sonuçta branş değişince arma değişmiyor öyle değil mi? Fenerbahçe her yerde Fenerbahçe’dir. Taraftarın diğer maçlar için bir özeleştiri yapması lazım.

Ve son olarak Perşembe gecesinin rezaletinden söz edeceğim. Halkbank öyle bir takıma karşı oynadı ki kadroların kalitesi karşılaştırılamaz bile. Rakibin bütçesinin Halkbank’ınkinin yarısı kadar olduğundan dahi emin değilim. Fakat maç öncesi yazımda da belirttiğim üzere rakip tecrübeli çalıştırıcısı Vital Heynen’nin yönetiminde çok iyi bir taktiksel anlayışla oynadılar. Bu sayede kâğıt üzerindeki bütün dezavantajlarını ortadan kaldırdılar. Peki, mağlubiyetin tek nedeni bu mu? Ebette değil, bir Halkbank oyuncusu vardı ki maç boyunca ekran karşısında beni çileden çıkardı (takım arkadaşlarına ne hissettirmiştir hayal bile edemiyorum). O isim Kübalı pasör Raydel HIERREZUELO AGUIRRE. Süper yıldız(!) olan voleybolcu takımını o kadar kötü oynattı ki dünya çapındaki Halkbank hücumcuları çaresiz kaldı. Raydel çok büyük fiziksel avantaja sahip servis ve blokta önemli bir katkı sağlıyor fakat pozisyonu gereği yapması gereken öncelikli işler onlar değil. Mesela dün bir tane bile blok da yapamayınca takımda resmen zararına oynar duruma geldi.

Bunların hepsine karşın hakkı teslim edilmesi gereken iki yerli oyuncu var. Burutay Subaşı ve Faik Samed Güneş. Her iki oyuncu da Almanya deplasmanında elinden geleni yaptı fakat bu çabaları galibiyet için yeterli olmadı. Takımları skor olarak geride olsa da sahada savaştıklarını görebiliyordum. Diğer oyuncuların da maçı istediğini söyleyebilirim ama bu isteği performansına en iyi yansıtan isimler Burutay ve Samet’ti.

Avrupa’daki diğer temsilcilerimiz Ziraat ve Maliye maçlarından galibiyetle ayrıldılar ve bir teselli sundular. Umarım böyle rezil bir haftayı tekrar yaşamayız. Tüm takımlarımızın göğsümüzü kabartacağı güzel günlerde buluşmak dileğiyle…

 

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.