Dünya var olduğunda beri, ne zulümlere, ne çilelere, ne katliamlara şahit oldu. Gökyüzünün altında ne günahlar, ne suçlar işlendi. Masumlar katledildi; haksızlıklar, adaletsizlikler yapıldı. Buna rağmen dünya düzeni hep devam etti. Belirli bir dengede akıp durdu hayat nehri. Hiç kimse geçmişten ders çıkarmadı; hiç kimse yolunu değiştirmedi. Zalim yine zulmetti; mazlum yine ezildi. Çağlar değişse de, yıllar geçse de bu hep böyle oldu. Sadece figüranlar değişti, durdu.
Ben, insanların zeki olduğuna inanmam. Çünkü sıradan bir hayvandan daha ilkel bir yaşam kurmuştur insanlar. Hayvanlar da daha iyi lokmayı almak için birbiriyle mücadele eder, insanlar da. Hayvanlar da şehvani isteklerle sürekli karşı cinse baskı yapar, insanlar da. Hayvanlar da yoluna çıkanı veya menfaatine ters düşeni öldürür, insanlar da. Hayvanlar da iktidar için amansız zulümlere kalkışır, insanlar da. Hayvanlar da güçlüyken güçsüze yaşam hakkı tanımaz, insanlar da. Hayvanlar da önünde katledilen bir hayvana duyarsızca bakar, insanlar da.
İnsanların tek farkı, bunları yaparken farklı kılıflara bürümeleridir. Adına sistem der, adalet der, imparatorluk der, sömürge der, hak der, medeniyet der. Hayvanlar kadar dürüst değillerdir yani. Hep bir maskeleme derdindedirler. Hatta dediğim gibi, hayvanları geçmişlerdir ilkellikte. Köleliği bulmuşlardır mesela. İnsanlığın en büyük icadıdır bu. İnsanları birbirine kıydırmayı akıl etmişlerdir ki; bu hiç bir hayvanın aklına gelmemiştir.
Hayvanlardan farkımız yaptıklarımızı gizlemek kadar, dile getirmektir de. Günah çıkarmak insanların işine yaramıştır baya. Böylece bir eli zulmederken insanlığın, diğer eli zulmeden eline bulaşan kanı yıkar. İlkel bir kabile de aynı insanı yaşar, modern bir şehir de. Binlerce yıl önce de kafa kesiyordu insanlar, günümüzde de. Milattan önceki insanlar da bir toplumu hevesle katlediyordu, modern ordular da. O dönemlerde de insanlar dini, ırkı, dili ve yaşadığı bölge için ayrışıyordu ve dışlanıyordu, çağdaş medeniyetlerde de.
Koca bir insanlık tarihi ilkel bir insanın yaşamı gibi. Hala hayvansı tarafıyla ön planda olan bir insanın… Bebekler kesilirken, insanlar açlıktan ölürken, hamile kadınların ırzına geçilirken aynı hayvansılıkla izleyen insanın…
İnsanoğlu kötüdür. Kötü olmasaydı, bu kadar kötülük canlı bir şekilde nesilden nesile aktarılabilir miydi? Kötülük bir bebeği kesmek mi sadece? Kötülük bir bebek kesilirken izlemektir de. Susmak, tepkisiz kalmak, dilsiz şeytan olmaktır da.
Küçük bir azınlık dışında insanlık olarak çoğumuz kötüyüz. Kabul edelim. Doğada yaşayan en zalim, en ilkel, en acımasız canlıyız. Merhamet, adalet, hakkaniyet hep sembolik kavramlar. İnsanların içindeki kötülükten kaçmak için uydurduğu hurafeler bunlar. Kendimizle yüzleşelim ve filozofların dediği gibi düşünen hayvanlar olduğumuzu fark edelim.
Fotoğraf: 2.bp.blogspot.com