Şampiyona günlükleri-veda

Dün akşam itibariyle A Milli Erkek Voleybol Takımımızın Avrupa Şampiyonası macerası maalesef sona erdi. Tamamen başarısızlık olarak nitelendirilemese de erken bir veda diyebilirim. Zira bir çeyrek final görmek voleybolumuza uluslararası arenada seviye atlatacaktı. Fakat İtalya buna izin vermedi.

Maçla alakalı net olarak göze çarpan şey şu idi: Önemli olanın İtalya’nın değil bizim ne oynadığımız olduğu gerçeği. Rakip tüm maç boyunca aşağı yukarı aynı ritimde servis attı ve genel oyun itibariyle de büyük bir çıkış ya da düşüş yaşamadı. Buna karşılık Efeler ilk iki sette bu servislere karşılık veremeyince maça ortak olamadılar. Üçüncü sette ise kendini toparlayıp özellikle servis karşılamada direnç göstermeye başlayan milli takım oyunun tamamını önde götürdü ve skoru 24-21’e getirmeyi başardı. Tabi buradan sonrası tam bir faciaydı, ona diyecek bir şey yok. Aynı takıma karşı iki farklı sette böyle tamamen zıt bir oyun sergilemiş olmak işin rakipte değil bizde bittiğini gösteriyor. Kaçırdığımız servisler bile çok büyük problem yaratmadı, sonuçta basit servislerimiz zaten genelde rakibin ortadan durdurulamaz hücumlarıyla sonuçlandı. Pasörün eline getirebildiğimiz toplarda da fena sayılmayacak bir hücum performansı sergiledik. Atakta da kötü değildik ama servis karşılamada yaşanan aksaklık takımın oyuna girememesine neden oldu. Bu durum sadece tabelada geriye düşmek anlamına gelmiyor. Takım aynı zamanda psikolojik üstünlüğü de rakibe kaptırmış oluyor. Sonuç olarak İtalya’nın ilk iki sette bizi hiçbir şekilde oyunun içine sokmadan son sette de Efelerin bu turnuvadaki son noktayı koyamama zafiyetinden faydalanarak kolay bir galibiyet aldığını söyleyebiliriz.

Milli takımı eleştirdim ama ben de hiç formda değilmişim. Play-off eşleşmelerine dair yaptığım tahminlerin dördünden yalnızca biri tuttu. Aslında Çekya ve Slovenya’nın turu geçmesi herkesi ters köşe yaptı. Polonya, Slovenya’ya 8681 seyircinin önünde set dahi alamadan yenildi. Yani baya büyük sürprizler yaşandı.

Bizim için biten şampiyonanın ardından sıra gerek Türkiye Voleybol Federasyonu gerekse medya ya da sporcular gibi ülke voleybolunun tüm bileşenlerinin şapkalarını önlerine alıp düşünmesine geldi. Şu an ayrıntılı olarak değinmemekle birlikte ilerleyen günlerde bu konudan uzun uzadıya bahsetmek gerektiğini düşünüyorum.

Biliyorum, bu yazı biraz kısa oldu ama vedaları da çok uzun uzatmamak gerekir. Turnuva boyunca ortaya emeğini koyan herkese şahsım adına teşekkür ediyorum. Sizlere de mutlu, huzurlu bir bayram geçirmeniz dileklerimle.

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.