80 Milyon+Suriyeli

TUİK, 31 Aralık 2016 tarihinde Türkiye nüfusunu 79 milyon 815 bin olarak açıklamıştı.
Türkiye kabaca yılda 1 milyon, ayda 85 bin, günde ise 3 bin kişi artmaktadır. Aylık artış miktarını dikkate aldığımızda Nisan ayında seksen milyonu geçtiğimizi görüyoruz.

Hadi hayırlısı, artık 80 milyon olduk.

Avrupa’da Lideriz!

Daha önce Almanya, Avrupa’nın en fazla nüfuslu ülkesiydi. Bu yıl Almanya’yı da geride bırakarak Avrupa’da nüfus olarak liderliği ele aldık. Türkiye 80.850 bin ile Avrupa’da 1. sıraya yükseldi, Almanya ise 80.600 bin ile 2. sıraya düştü. Türkiye dünyada 18. sıraya yükselirken Almanya ise 19’uncu sıraya geriledi.

Birbirimizi takip ediyoruz Almanya ile. En kalabalık Avrupa ülkesi liderliğini ele aldık. Fakat bu hiç iyi bir şey değil.

Bu verileri Almanya’nın kendi resmi nüfus sayacı census söylüyor.

Hızlı Bir Şekilde Artıyoruz…

Yılda 1 milyon artan bir ülkenin artıları ve eksileri olur. Hızlı nüfus artışının en önemli ve belki de tek olumlu tarafı işgücü potansiyelinin artmasıdır. En büyük eksisi ise işsizliktir. Hızlı nüfus artışı çarpık kentleşme, çevre kirliliği, suç oranının artması, altyapı eksikliği gibi birçok soruna neden olur.

İşsizlik!

Türkiye’de her 5 kişiden biri şu anda işsiz. Bu çok kötü bir durumdur. Buna rağmen TUİK verileri iyimser diyorum. Çünkü milyonlarca üniversite öğrencisi, askerler gibi geniş kitleler bu verilere dâhil edilmiyor. Bunları da dikkate aldığımızda her 4 kişiden biri şu anda işsiz.

Eğer hızla artan nüfusunuza işgücü imkânı yaratamıyorsanız bu, kolunuzdaki saatli bir bomba gibidir ve zamanı gelince illaki patlayacaktır.

Devlet kurumları ve özel sektör kendi içerisinde bu işgücü potansiyelini değerlendiremediğinden ilerleyen zamanlarda çok büyük sorunlar bizi beklemektedir.

Suriye Göçü…

Dünyada Suriyeli mülteci sayısı 5 milyona ulaştı. Bu sayının 3 milyonu Türkiye’de bulunuyor.

Avrupa Komisyonu Ocak 2016’da yayınladığı mini raporda Türkiye, Suriye krizinin başından beri harcadığı miktar 7 milyar Euro’yu aştı. Yani 30 milyar TL’yi aştığı ifade ediliyor.

Çalıştıkları iş yerinde %10 çalışan sayısını geçmeyecek şekilde çalışabilirler. İşsizlik sorunumuza ucuz iş gücü ile büyük bir ettiklerinin olduğunu da söylemek gerekir.

Mülteci Değiller!

“Suriyeli mülteciler” diye tabir ettiğimiz kitle ”geçici koruma statüsü’’ adı altında. Mülteci statüsü, Cenevre Konvansiyonu 1967 tarihli ek protokolü “coğrafi kısıtlama” çekincesiyle sadece Avrupa’dan gelenlere ‘’mülteci’’ diyor ve bu hakkı tanıyoruz. Avrupa dışından gelenleri ise ‘’sığınmacı’’ olarak kabul ediyoruz.

Suriye kriziyle kitlesel göç boyutunun fazla olmasından dolayı göçle beraber 2013 yılında yeni düzenlemeler yapıldı. 6458 Sayılı Kanun ile Mülteci, Şartlı Mülteci ve İkincil Koruma statülerini getirdik.

Statü ve geçici olan sürenin uzamasından dolayı “Nüfusumuza Suriyeliler de dâhil olacak mı?” sorusu cevap bekliyor.

Ne Zaman Gidebilirler?

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca ’’geri göndermeme’’ ilkesinden faydalanma hakları bulunmaktadır. Yani istesek bile gönderemeyiz.

Güvenli bir ülkeye yerleştirilinceye kadar ya da ülkelerinin koşulları uygun olana kadar gönderemeyiz. Fakat bu tamamen sınırsız haklara sahip oldukları anlamına gelmez. Kamu düzenini ve güvenliğini bozacak eylemlerde bulunmaları halinde bu statüleri iptal edilebilir ve sınır dışı dahi edilebilirler.

Küçük Bir İlave

‘’Yardım etmek gerekir’’ şeklinde düşünen yönlerimiz var ve bu gayet normal bir duygu. Fakat Suriye göçüyle ilgili araştırmalar ve sunumlar yapan biri olarak duygusal boyutun işlemediğini 3 yıl önceye kadar Ankara’da ‘’bunlardan nasıl yararlanabiliriz?’’ şeklinde toplantılar olduğuyla kısaca ifade etmek isterim.

Kaynak: Al JazeeraBBC , akademikperspektif Doğruluk PayıM. MURAT ERDOĞAN (Türkiye’deki Suriyeliler)

 

Son Yazılar

Ümit Burgu Yazar:

Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümünden 2015 yılında mezun oldu. Aynı yıl 9 Eylül Üniversitesinde Pedagojik Formasyon eğitimini aldı. Şu anda Coğrafya Öğretmeni olarak çalışmakta.