Siyaset Üstü

Yaklaşık üç aydır kendimi siyasetten büyük oranda soyutladım. Buna “siyaset üstü” olmak diyorum. O kadar rahatım ki, kafam o kadar hafif ki, inanamazsınız. Siyasetin köşeleştiriciliğinden, ayırıcılığından, politize edişinden, düşmanlaştırıcılığından, menfaatçiliğinden, nefretinden, adaletsizliğinden ve sevgisizliğinden arındığımı hissediyorum. Adeta ruhi bir detoks hali yaşıyorum diyebilirim.

Siyaset insana kısır düşünmeyi aşılayan bir hastalık gibi. Google Earth programını bilmeyeniniz yoktur. Siyasetin bu kısır düşünce sistemini açıklamak istediğimde aklıma hep bu program gelir. Oturduğunuz mahalleye “zoom” yapılmışken bilgisayar farenizin ortasındaki tekerleği çevirdiğinizde bir anda mahalleniz uzaklaşıp küçülmeye başlar ve ilçeniz belirir. Tekerleği döndürdükçe ilçeniz de küçülür ve iliniz belirir. Sonra sırasıyla ülkeniz, kıtanız ve nihayetinde dünya belirir karanlık uzayda, çocukların camgöz dedikleri bir bilye gibi.

İşte, siyasetin çamuruna batmış insan, hayatı mahallesinden ibaret zanneder. Evrende sayısız gezegenden birinde yaşadığını unutur. Onun faresinin orta tuşu yoktur çünkü.  Ya da yapıştırılarak dönme fonksiyonu iptal edilmiştir. Bu yüzden farklılıklar onu ürkütür. Farklı olanları düşman zanneder. “Kendinden” olan mantığı gelişmiştir onda. Sadece farklılıklara odaklanır.

İnsanın, siyasi sloganlara ve ideolojilere göre değil, değerlerine ve prensiplerine göre yaşaması gerektiğini savunurum hep. Bu değerler ve prensipler bazen birkaç (belki de üç-beş) farklı siyasi oluşumun savunduklarıyla kesişebilir. Bu gayet normaldir. İnsan olan her yerde, kısmen de olsa, bir ortak akıl mevcuttur.

İnsan, ideolojilere veya siyasi partilerin değerlerine göre kendi değerleri belirlememelidir. Hangi alt yapıdan gelirse gelsin, doğru için üretilmiş fikirleri gözden geçirmeli ve bir analizle kendi değerlerini belirlemelidir. Çünkü insanların etiketleri hep yapaydır. Hiçbir insan bir kelimeyle tanımlanacak veya fikir dünyası bir cümleyle özetlenecek kadar sığ değildir. Bazen bir kişi, elinde olmadan en aykırı bulduğu kişilerin fikir dünyasından beslenebilir veya onların fikir dünyalarıyla bazı konularda uyuşabilir. Bu sebeple kendimi hiçbir zaman “şucu, bucu” diye tanımlamadım. Bu tanımlamalara da karşı çıktım. Etiketler alınır satılır ürünlere yapıştırılır.

Siyaset, toplumsal düzen için verimli, faydalı, insancıl ve etkili çözümler bulmaktır. Fakat nedense bu amaca hizmet ettiğe nadir olarak şahit oldum. Siyasetle uğraşanlara saygı duymakla beraber, siyasetin insan bünyesine yaramadığı görüşündeyim. Her ne kadar dünyayı siyaset yönetiyor gibi görünse de aslında inançlar, değerler ve prensipler yönetmektedir. Her siyasi ideoloji bir fikir adamına veya akımına dayanmaktadır. Dünyayı fikirler var eder aslında. Bir siyaset adamı, yaşadığı zamanı ve çevreyi etkilerken, bir fikir adamı tüm zamanları ve tüm diyarları etkileyebilir.

Bu yüzden haber izlemeye, gazete okumaya ayırdığım vakti, kitap okumaya ve sanatla uğraşmaya ayırıyorum. Ve emin olun, kendime, aileme, ülkeme ve insanlığa daha faydalı olduğuma inanıyorum.

Fotoğraf:http://2.bp.blogspot.com

Son Yazılar

Yazmak, çizmek peşinde, yanmayı pişmeye tercih eden biri...