Bordo Elbiseli Bir Kadının Gece Dağınıklığı

Aslında bugünkü yazımın konusu bambaşkaydı; gelin görün ki böyle bir gün çaldı kapımızı. Sessiz kalmak olmazdı. Kadınlar. Kadınlar. Bir şiirle güne eşlik etmek istedim ben de. Hataysa hata. Ama buradayız.


Bordo Elbiseli Bir Kadının Gece Dağınıklığı

Keskin yanlarını araklayarak saçlarının
yüzümü hırpalıyorum
sular kalabalık ve kaba
gözlerim alışık ve kaşlarım asık
ve de bil
yürüdükçe acayip bir gevşeme alıyor damarlarımı
kahrımdan ölebilirim ama ölüm
fışkırmayı lanet sanacak kadar ikircikli kanımda
sakın gölgeme bakıp aldandığımı sanma
ağzını bedduaya ithaf eden sensin
bağışlanmayı dile
dikenlerini budayarak dilinin

velev ki şuursuz bir kaderim var kederden yana
bunu bildiğini ispatlayacak kadar şuursuz dilimin uç kısmı
aldırış eden kim
kısırlaşan suların renksizliğine
el cevap: benim ben
tansiyonunu ölçerek kısmetimden arınıyorum gecenin
yüksek rakımlı ateşim
alçak basınç tansiyonumu ölçüyor
göz ardına meyilli bencilliğim
neyim varsa önüne serdim salyangozların
tövbemden ödün vererek
tuz ruhundan sakınıyorum peygamber torunlarını
cevabımın hadsizliği damarlarımın boyuna ulaşmaz
çünkü kibirli olmak şeytana meydan okumaktır
çırpınışın beyhude
aziz bir beden göster bana
çirkinliğimi aldırabilecek annemin rahminden

gel gelelim sırrın ucube
ikimiz ve başka ben
sefiliz rıhtımında galata’nın
çoktan az
azdan fazla sinirliyim suya dolanan misine iplerine
raksla cebelleşiyor kulağıma aşina melodiler
bir şehir var iğfal edilmiş gözlerinde
ihanetime eşlik eden
büyük lafsa aldır tırnaklarını etinden
ama irkilme
karşımda kubbelerden fışkıran minarelerin
duvara dönüşüyor sıcak lambaları
aramızda gevrek merdivenler
tahriş ederek yoruyor cildini kâğıtların
boğazına sardığın şalın eğriliğini hesaba katsam
hasedinden şaşı kalıyor beton köprüler
ve boynumu kalın sesimle dizginlemeyi bilebilseydim
ansızın gevelerdi ağzım terbiyesiz
dünün rastlantılarını eşeleyerek biledim
artık son
bilhassa çatlaklarını üç kere öperek ağzının
hayasızca başına koymayı nimet sanıyordum

kamburunu bir düzlüğe terk edene kadardı her kabahatim
apansız dönüştü balıkçıların azlığıyla köpükler
vaktiydi
köşeye çeken o gölgenin
kadehte balık ne gezer
yamuk çizgilerin sırrı dölüne eşdeğer
arafta kalmak sebat etmekten daha şatafatlı evet
ama henüz niyetli değilim eyyamcılığa
varlığına düşkün kibirli bir duruşum var
sök sökebilirsen eteklerinden sebat edişimi

Son Yazılar

Harun Aktaş Yazar:

''Toparlanın gitmiyoruz''