Gezegenin en iyisi

Eczacıbaşı VitrA, üst üste 2. kez Bayanlar Dünya Kulüpler Şampiyonu oldu. Vakıfbank da bronz madalyanın sahibi oldu. Ne kadar havalı bir ünvan. Koca bir gezegenden gelen takımlar var ve ülkemizin temsilcilerinden biri şampiyon diğeri üçüncü. Aslında Vakıfbank şanssız bir şekilde grupta oynadığı Volero Zurich maçında beşinci seti 16-14 kaybetmese finali muhtemelen temsilcilerimiz oynayacaktı. Çünkü o maç sonucu gruptan 2. çıkınca yarı finali Eczacıbaşı ile oynadı. Neyse o da seneye artık diyelim. Her iki takımımızı da tebrik ediyorum. Gerçekten artık kadın voleybolunda patron biziz.

Tahmin ediyorum ki yazının devamı Zeki Müren’in bir Yeşilçam filminde söylediği “O kadar mesudum ki.” repliği havasında geçecek sanıyorsunuz. Haklısınız sonuçta hayal gibi bir başarıdan bahsettik ancak maalesef hayat hep bu kadar toz pembe değil. Vestel Venüs Sultanlar Ligi’nde mücadele eden takımların kadrolarına baktığımda oyuncu listesinden ziyade tam sıralı Samanyolu takım yıldızları listesine bakıyormuş hissine kapılıyorum. Orta sıralara oynayan ekiplerin bile çok kaliteli ve şöhretli voleybolcuları var. “Arkadaş bunun neresi kötü pembe değil pesbembe bir hayat yahu bu.” diyorsunuzdur şimdi de. İşte kötü duruma geliyorum. Öve öve bitiremediğimiz ligin yayıncı kuruluşu yok. Yani maçları salondan takip edebilme şansına sahip bir azınlık dışında bu yıldızlar savaşını izleyemeyecek insanlar. Milyon dolarlık bir spor araba var ama garajda duruyor, kimse göremiyor gibi bir durum. Belki spor arabayı milletin gözüne sokmak görgüsüzlük olabilir ama yıldız oyuncularını televizyon kanallarından halka izletmek kesinlikle öyle değil.

Bu durumun sebebi nedir bilmiyorum. Yayın ihalesinde sıkıntı mı var, hiçbir kuruluş ilgi mi göstermiyor çözemedim. Ancak sonuç olarak izleyemiyor işte insanlar ligi. İlerleyen süreçte bir çözüm getirilse dahi geçen haftaların telafisi olmayacak. İlk hafta oynandı bile. Başkanlık seçimlerinden sonraya kalmaz umarım. Mevzunun içi bulanık ama Türkiye Voleybol Federasyonu’nun yeni başkanı ve yönetim kurulunun böyle dev bi sorunu gözardı etmeyeceğini düşünüyorum. Çalışmalar hiçbir anlam ifade etmez ki maçlar yayınlanmadıktan sonra.

Ligler başlamış, şu takım sürpriz sonuç almış, bu oyuncu mükemmel performans sergilemiş falan hiç önemli değil şu an benim için. İnsanların izleyemediği oyunun neyini yorumlayayım. Her yazıda bıkmadan ifade ediyorum ve etmeye de devam edeceğim. İzleyici ve tribün her zaman asli unsurdur. Amacımız sonuç almaktan ziyade keyif vermek olmalı. İnsanların şahidi olamadığı başarı ne işe yarar? Bu kadar olumsuzluk yeter. Güzel ve umutlu bitireceğim. Bence en kısa zamanda “Dünya’nın en iyi ligini.” ekranlardan izlemeye başlayacağız. Amin.

Başkanlık seçimleri

Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Özkan Mutlugil 21 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı. A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın 2 Ekim’de Turgutlu’da Portekiz ile oynadığı maç öncesi ona adaylık konusundaki fikrini sorduğumda net konuşmamıştı ancak ben aday olacağını tahmin ettiğimi yazmıştım. Uluslararası Voleybol Federasyonu (FIVB) ve Avrupa Voleybol Konfederasyonu’nun (CEV) yönetim kurullarındaki çalışmalarını sürdürmenin daha faydalı olacağını söyledi. Başkan iyisini bilir diyelim. Ancak benim kafamda yeni başkan ve yönetim kurulu tarafından projelerin devam ettirilip ettirilmeyeceğine dair soru işaretleri var. Sil baştan da denebilir çünkü. Özellikle voleybolun ülkede daha popüler olmasını amaçlayan hedefler sürdürülür umarım.

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.