Fikstür problemi

 

Efeler Ligi’nin ilk üç haftası sekiz günlük bir periyoda sıkıştırılmış. 9 Kasım Çarşamba günü de 5. hafta maçları var. Bu birkaç açıdan problem teşkil edebilir. Şimdi tek tek problem olabilecek noktalara değineyim.

İlk olarak lige sıkışık bir fikstürle başlamalarından ötürü oyuncularda oluşabilecek sakatlık riskinden bahsedelim. Ne kadar lig öncesi hazırlıklar yapılsa da resmi maçların temposu farklı olacaktır. Kondisyonu mükemmel hale getirmek zaman alır. İlk haftalarda maçlar arasında zihinsel ve mental dinlenme için gerekli süre tanınmazsa bazı olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınabilir.

Fikstürdeki sıkışıklık maçların kalitesini düşürebilir. Yine ligin başı olmasından ötürü takımlar tam anlamıyla hazır olarak çıkmayacaklar maçlara. Her maç eksiklerin görülmesi için bir fırsat olacaktır. Ancak görülen eksiklerin kapatılması adına yeterli zaman olmazsa sahada izlenen oyunun kalitesi düşer. Daha anlaşılır olabilmek için kalite konusunu güncel bir gelişmeye bağlamak lazım. Türkiye Voleybol Federasyonu ile Vestel  arasında bir sponsorluk anlaşması imzalandı. Büyük bir markanın adının sahalarda, formalarda olması tüm voleybol unsurları için önemli bir prestij. Yapılan yatırımlar, getirilen yıldızlar da ortada. Madem lig kalitesi artsın, marka değeri yükselsin, rekabet gelişsin istiyoruz ve bunlar için çalışıyoruz peki neden bunlara tam olarak zıt bir uygulamaya gidiyoruz. Saha, tüm bu çalışmaların meyvesini vereceği alan değil mi?

Beni en çok ilgilendiren seyirci kısmına değineyim. Lig zaten 22 hafta yani altı ay dahi sürmüyor. Üstüne bir de çok maç varmış gibi sıkışmış bir takvim çıktı karşımıza. Voleybolun daha geniş kitlelere ulaşması gibi hedefler vardı hani. Millet daha başladığının farkına varmadan üç maç oynanmış olacak. Hali hazırda ligi takip eden birinin bu tempoya ayak uydurması da zor. Çarşamba günleri oynanacak 3. ve 5. hafta maçlarına gidemeyebilir çalışan ya da öğrenci ise eğer. Kitlelere ulaşma konusunda en başarılı spor dallarından biri olan futbolu düşünün. Kulüpler bazında en önemli organizasyon olarak anılan Champions League’de maçlar aslında fizyolojik olarak spora elverişli olmamasına rağmen akşam saatlerinde oynanır. Amaç tribünlere ve ekran başına olabildiğince izleyici çekmektir. Bizde sanki insanlar maça gelemesin diye bir fikstür hazırlanmış.

Şunu da eklemem gerekiyor ki ben bunları karalama yapmak için yazmıyorum. Bayağı bir eleştiri peşinde de değilim. Sadece yapıcı bir muhalefetle katkıda bulunmak istiyorum. Federasyonu destekler nitelikte yazılar da yazmıştım diğer uygulamalarında. Elbette bu fikstür kararının bazı nedenleri var. Mesela geçtiğimiz yaz A Erkek Milli Voleybol Takımı’nın 17 Haziran’da başlayan maç trafiği 9 Ekim’de sona erdi. Böyle olunca da ligi bir an önce bitirmek gerekiyor. Kupa Voley (eski adıyla Türkiye Kupası) maçları da lig maratonunun içinde bir yere yerleştirilecek. Belki de bu yüzden bu karar alındı. Ancak yine de en azından lig bir hafta önce başlatılıp bu sıkışıklığın önüne geçilebilirdi. Umarım bu aksaklıklar yaşanmaz ve ben haksız çıkarım.

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.