Voleybolun popülaritesinin artması, marka değerinin yükselmesi konusunda köklü camialara büyük işler düştüğünden bahsetmiştim daha önce. Önümüzdeki sezon bu konuda sorumluluk almak için eskiye oranla daha çok sebebi olan bir kulüp var. Beşiktaş, Türk sporunda çok önemli bir yere sahip olmasına rağmen şimdiye kadar voleybol şubesine iddialı yatırımlar yapmamıştı. Gerek “Feda” sürecinde kulübün geneli için uygulanan kemer sıkma politikası gerek voleybol şubesinin dalgalı performansları atılım yapma sürecini uzattı. Gelinen noktada artık kulüp rahat nefes almaya başladı, erkek voleybol takımı da en üst ligdeki yerini sağlamlaştırdı. Transfer döneminde kadroya dahil edilen oyuncular bu sezonla birlikte hedeflerin yükseldiğini gösteriyor. Transferler ve hedeflerden biraz daha ayrıntılı bahsedeyim.
Öncelikli olarak şunu söylemek gerekir ki Beşiktaş Erkek Voleybol Takımının yabancı transferleri tecrübeli ve uluslarası çapta piyasası olan oyuncular. Sırbistan’ın kaptanlarından Miloš NIKIĆ, Slovak yıldız Martin NEMEC ve Bulgar pasör Andrey ZHEKOV önemli kulüplerde oynamış kariyerleri başarılarla dolu sporcular. Bunların yanında kaliteli yerli takviyeler, senelerdir siyah beyazlı formayı giyen birçok oyuncu ve A takıma yükselen iki genç oyuncusu ile Beşiktaş izlemesi keyifli bir takım olmaya aday. Ayrıca takımda Beşiktaşlı oyuncular mevcut. Bir örnek oluşturması açısından tecrübeli milli orta oyuncu Erhan DÜNGE’nin tam bir Beşiktaş fanatiği olmasından söz edebilirim. Yani taraftar sahada sadece profesyonel olarak işini yapan değil aynı zamanda gönül verdiği takım için mücadele eden oyuncular izleyecek.
Beşiktaş’ın teknik ekibine de değinmek gerekiyor. Türk sporu için en önemli sorunlardan biri istikrardır. Bu sorun tüm branşlar için geçerli denebilir. Buna karşın Beşiktaş’ta bir istisna var. Meftun Eren senelerdir takımın başında. Yardımcıları değişse de o hep orada kaldı. Bu siyah beyazlılar için büyük bir avantaj. Hoca bu sene için ilk hedefin play-off’a kalmak olduğunu söyledi. Bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Kadro kalitesinin artmış olmasına rağmen Meftun Eren temkinli ve gerçekçi açıklamalar yapıyor. Şampiyonluk veya Avrupa kupaları gibi iddialı laflar etmiyor. Camiayı beklentiye sokacak popülist bir tutum içerisinde konuşmuyor. Elbette ilk hedefine ulaştığında bir üst basamağa yönelik açıklamayı yapar. Söyledikleriniz lokomotif konumundaki bir spor kulübü ve kocaman bir taraftar grubunu bağlıyorsa çok daha fazla dikkat etmek zorundasınız. Hocanın teknik ve taktik manada katacaklarının yanında bu tavrı da olumlu.
Seyirci desteğiyle beraber Beşiktaş iç sahada tüm rakiplerini mağlup edebilir. Ligin sonunda Avrupa kupalarına katılma hakkını da elde edebileceğini düşünüyorum. Bu noktada taraftara büyük iş düşüyor. İnönü ruhu artık voleybol maçlarına da taşınmalı. Yönetimin aldığı voleybolcularla yaptığı yatırım ve takımın çabası tribünlerde yankı bulmalı. Başarılı sonuçlarla beraber verilen destek karşılıklı olarak artacaktır. Ayrıca bu destek Türk voleybolu için de önemli. Taraftar sayısı düşünüldüğü zaman Beşiktaşlıların voleybola olan merakının artması Federasyonu’nun marka değerini yükseltme ve taraftar sayısını artırmayla ilgili çalışmalarının başarıya ulaşmasına yardımcı olur.