İlla Altyapı İlla Genç

Genç oyuncuların takımlarında daha fazla oynaması ve Türk voleybolu için her geçen gün daha fazla sorumluluk alması sürekli olarak üzerine eğildiğim konular. Bu konuları gündemde tutmak için papağan modunda tekrarlar yapmanın da gerekli olduğu düşüncesindeyim. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim istikrarlı yatırımların ve dünya voleybolunda söz sahibi olmanın anahtarı çünkü bence altyapı ve genç oyuncular.

 

Geldiğimiz noktada bu konularla ilgili olumlu gelişmeler yaşanmakta. Bununla beraber mevcut seviyeyi kesinlikle yeterli görmüyorum. Ülke olarak oyuncu potansiyeli ve imkanlar açısından çok daha iyisini yapabilecek kapasitedeyiz. Son yıllarda alt yaş gruplarındaki uluslararası organizasyonlarda milli takımlarımız sürekli başarılı sonuçlar alıyor. Hatta bu sonuçlara ek olarak oyuncularımız bu turnuvalarda kişisel ödülleri de toplamaya başladı. Şüphesiz bu yaşananlar ülke voleybolunun dünya üzerindeki imajına pozitif katkılar yapıyor. İnanıyorum ki şu an elde ettiğimiz başarılar ilerleyen dönemlerde A milli takım seviyesinde de kendini gösterecek ve bu yatırımların meyvelerini çok daha verimli toplayacağız. Bu bahsettiklerimi somut bir örnekle desteklemek istiyorum.

 

Bugünlerde devam eden U23 Erkekler Dünya Voleybol Şampiyonası 2017 Elemeleri’nde milli takımımız da mücadele ediyor. U23 seviyesi A milli takımdan önceki son altyapı seviyesi. Yani bu turnuvada oyuncularımızdan birinin göstereceği yüksek performans onu A milli takıma yükseltebilir. Ayrıca bu turnuva milli takımın Dünya Şampiyonası’na katılma vizesi almaya çalıştığı bir turnuva. Peki biz bu turnuvayı yeterince takip edebiliyor muyuz? Voleybol camiası gereken önemi veriyor mu? Sezonun henüz açılmadığı bir dönemde bu şampiyonaya çok daha fazla ilgi gösterilebilir. Herhangi bir mevkiye transfer yapmayı düşünen bir Türk takımı yabancı oyuncu almak yerine bu turnuvada yıldızını parlatmış bir genç oyuncumuzu tercih edebilir. Sonuç olarak ligde yabancı bir oyuncu yerine genç bir Türk voleybolcusuyla elde edilecek başarı her açıdan çok daha değerli. Belki de geçirdiği başarılı bir turnuvanın ardından kulüp takımında bulacağı düzenli forma şansı onu birkaç sene içersinde Avrupa liglerinde izlememizi sağlayacak.

 

Çekim gücü gitgide artan bir ligimiz var. Birkaç sene içersinde voleybolun “Premier League’i” olabilir. Böyle bir ligde genç voleybolcularımıza yer vermek bizim için bir hedef olmalı. Gün geçtikçe küçülen dünya voleybol piyasasına karşın her geçen gün değerini artıran bir voleybol pazarına sahibiz. Bu noktada kazandığımız ivme sürekli olarak desteklenmeli. Eldeki imkanlar efektif kullanılabilirse istenilen seviyeye ve hedeflere ulaşmamız çok daha kısa sürebilir.

 

Bir önceki yazımda Ziraat Bankası ve Fenerbahçe’nin katılacağı uluslararası turnuvaları yanlış ifade etmiştim. Ziraat Bankası Challange Cup’a Fenerbahçe ise CEV (Confédération Européenne de Volleyball) Cup’a katılacak.  Bundan söz etmişken takımlarımıza tekrar başarılar diliyorum. Okuyucularımdan af dileyip bu hatamı düzelterek yazımı sonlandırmak istedim.

 

Son Yazılar

Voleybol ağırlıklı güncel spor yazıları yazıyor. Marmara Üniversitesi'nde Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans eğitimi alıyor. Çeşitli spor kanallarında voleybol maçları anlatıyor.