16. İstanbul Bienali’nin nüvesinde bu sefer doğanın katli var. Yedinci kıta, Okyanuslarda Türkiye’nin yüzölçümünden beş kat daha geniş bir alanı kaplayan, plastik atıkların oluşturduğu yüzergezer adıyla verilen isim. Naylon torba ve kulak çubuklarıyla dolu ve bir yandan içinde balıklarla diğer canlıların da yaşadığı bu kıta, insanın biyosfer üzerindeki faaliyetlerinin büyük bir jeolojik güç haline gelerek Dünya açısından sarsıcı sonuçlar doğurduğu Antroposen’in vücut bulduğu bir yer.
Bienali’in broşüründe okuduğumuz bu pasaj bile insanın meczup korkunçluğunu gözler önüne sermeye yetiyor. Kendimizi hafife almamalıyız, kendimizi dışında görmemeliyiz bu çemberin, içindeyiz ve suçluyuz. Suçlu demek hafif kalır doğrusu, katiliyiz bu doğanın. Bundan bin kaç yüz yıl önce doğanın insanlığa bahşettiği bu hediye şimdi insanın elinde can çekişiyor. Bienal’de gördüğümüz görüntünlerin bizi nereye sürüklediğini sözcüklerin arkasına sığınıp anlatmak güç. Nicolas Bourriaud’un deyişiyle ‘’Bizim yaşam ve üretim biçimlerimizden doğan yedinci kıta, toplumlarımızın aynadaki sureti.’’ Bu istila ve işgali bize sunan da sanatçıların bizatihi kendileridir.
Ama ne yapabiliriz ki diyecek lüksümüz yok. Geç kaldık diyerek kenara da çekilemeyiz. Geçit var. Zaman var. Çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmalıyız diyen ebeveynlerimiz, onlara ne demeli. Bir şey yapmalı işte. Susamayız demeliyiz. Meğer ne kadar barbarmış insan. İnsan ne kadar barbarmış. Kendi çukurumuzda boğulacağız da haberimiz yok. Atom bombasından bile daha tehlikeli olduğumuzu kim inkar edebilir ki. Evet barbarız. Evet nankörüz. Evet br hiçiz. Evet öleceğiz, temiz toprak bile bulamayacağız!… Büyüdüğümüz için kirlenmedik, insan olduğumuz için kirlettik
Ne kadar anlatırsak anlatalım inanmadıktan sonra affetmek beyhude.
İnsan düşünmeyen bir hayvandır.
Ziyaret saatleri ve mekanları: 14 Eylül-10 Kasım 2019 tarihleri arasında MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi,Pera Müzesi, Büyükada’da pazartesi hariç her gün ücretsiz olarak gezilebilir.
ve sadece MSGSÜ Resim ve Heykel müzesi için en az 3 saat ayırmak gerek, zira 4 kata yayılan bu eserlere dokunmadan geçmek mümkün değil.