Bugün Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası yarı finalinde Polonya ile karşılaşacağız. Ev sahibi olduğumuz turnuvada bizim için yolun sonu aydınlık görünüyor. Rüzgârı arkamıza aldık, hem oyunumuzu iyileştirdik hem de moralimiz yerinde. Ayrıca Başkent’te tribünler de son derece coşkulu.
Eda turnuvanın başından beri kaptan ve lider olduğunu her anlamda hissettirdi. Oyun performansının dışında beden dili, jest ve mimikleri ile takıma çok yardımcı oldu. Hande de çeyrek final maçında attığı plaseleriyle skora katkı sağladı. Ondan voleybolumuzun geleceği olan oyunculardan biri olarak bahsetmek kesinlikle yanlış olmayacaktır. Eda ve Hande’nin yanına bu maç içerisinde yeni kahramanlar da eklenebilir. Hollanda maçında düzelttiğimiz servis karşılama yüzdemiz bu maçta da aynı şekilde devam ederse oyunda ritmimizi kolayca buluruz.
Polonya tam bir voleybol ülkesi ancak kadınlarda erkeklerde oldukları kadar kuvvetli değiller. Ev sahibi oldukları B Grubu’nu İtalya’nın ardından ikinci tamamladılar. Özelikle grubun son iki maçında ve çeyrek finalde zorlandılar. Kadrolarında Joanna Wolosz gibi birinci sınıf bir pasör var. Geçen sezon son İtalya Ligi şampiyonu ve Şampiyonlar Ligi finalisti Imoco Volley Conegliano’nun da saha içi lideriydi. Buna karşın Çarşamba günü mağlup ettiğimiz Hollanda’ya oranla (kâğıt üzerinde) daha zayıf bir ekip. Arkamızdaki taraftar gücünü de hesaba katarsak galibiyete bir adım daha yakın taraf olduğumuzu söyleyebilirim.
Güzel hafta sonu akşamı tarihi bir başarı gününe sahne olabilir. Sıkılmadan tekrar ettiğim bir konu var: Ülke içerisinde bu şampiyonanın gündem olması. En azından maç saatlerinde biraz daha konuşulmalı ve toplumda etkisi hissedilmeli. Salondaki gibi ekran başında ve sosyal medyada da Milli Takım’ın final yürüyüşüne destek verilmeli. Mutlu ve voleybol dolu bir hafta sonu dilerim.
Fotoğraf: http://www.tvf.org.tr/