147

Odalar karışık, zor

Koşa koşa

Uzun bir koridorun sırasında

Müdürün odasına çöktü

Duvar saatinin içinde

Bir düzenbazlık

Durdu, baktı

Arkasına bıçak sokup kalbini söktü

Söktü,

Kalbine pil takıp

Duvara astı

Saat atmaya başladı

Sorun kimsede değildi

Sorun kalpteydi.

Ya da pil de

Bu sefer açlıktan kalmadı gözyaşım

Bir kelebeğin,

Ya da kedinin

Ya da sümüklünün

Avuç içini görmek istesem

Çok uğraştırırlar mı beni?

Bu ara annem ağlamıyor

Tek istediği Halk Ekmeği

Onu yiyince rahatlıyor

Tuhaf kadın

Kapalı

Ama zihni değil

Balkondan aşağıya nereye kadar sarkar burnum

Yere değdirebilir miyim?

Kafamı çarpmadan seni öpebilir miyim?

Zeminden bahsediyorum

Önce zemin

Sonra yol

Sonra belki atlıkarınca ve biraz limon

Belki ananem bu sefer daha önce hiç vermediği

O bitmeyen maaşından verir

Ve o zaman ne kadar anlamlı olur

Yürümek

Konuşmak

Bir şeylerden bahsetmek

‘’Paran varsa her şeyin var’’ derdi, babam…

‘’Sen hiç aşık oldun mu?’’ dedi…

‘’Oldum’’ dedim…

‘’Öyle ota böceğe değil, bir kadına?’’ dedi…

Susmak en iyisiydi

Babamdan utanmazdım ama

Belki bir şey söyler

İçim ağlar diye sustum

Babalar anlamaz çünkü

Konuşurlar sürekli

Severler onlar

Konuşmayı da

Aldatmayı da…

Son Yazılar