Yezidilerin Kökeni
Yezidilerin kökeni hakkında yapılan araştırmalarda birbirinden farklı bir sürü fikir öne sürülmüştür. Bu yazıda elimizden geldiğince buna açıklık getirmeye çalışacağız. Yezidiler, Kuzey Mezopotamya bölgesinde yaşadıklarından ötürü, kökenlerinin eski Mezopotamya uygarlıklarından Sümerler, Akadlar, Babilliler, Asurlular, Sabiiler ve Harran Sabiîleri’ne dayanabileceği düşünülmüştür. Ancak bu ilişki daha çok isim benzerliği ve bazı inanç ve dinî kurallara dayandırılmaktadır.[ KAPLAN, a.g.e., s.35.] Zira Babillilerin yılbaşı kutlamaları ve Sümerlerin 1 Nisanda kutladıkları ’’Ekito’’ bayramı tarihi ile Yezidilerin yılbaşı saydıkları Nisan ayının ilk çarşambası aynı tarihlere rastlamaktadır. Bu arada şehir tanrıçaları için tertiplenen bahar şenlikleri ile Yezidilerin ’’Tavaf’’ dedikleri yılbaşından sonra köylerde Yezidi din adamlarının mezarları etrafından düzenlenen şenlikler birbirine benzerlik gösterir. Dahası Çarşamba günü hem Babilliler için hem de Yezidiler için kutsal kabul edilmektedir. [ A.g.e., s.36. Daha fazla bilgi için bkz. A.g.e. 35-36.]
XIX. yy’ın sonlarında ve özellikle XX. yy’ın başlarında Alman düşünürlerin kendi Aryen kökenlerini tekrar keşfetme merakı, Aryen dinleri üzerinde derin bir şekilde çalışma yapmalarını sağladı. Dolayısıyla bu dinleri, semavî Yahudi-Hıristiyan dinlerinden daha çok yüceltmelerine sebep oldu.[ A.g.e., s.36: Aryen milliyetçiliğine göre Hint ve İran dinleri ana çıkış noktasını oluşturmaktadır] Kürtlerin Hint Avrupalı milletlerden biri olması ve bu görüşten etkilenen dönemin bazı Kürt milliyetçisi aydınları da, buna uygun olarak İslam’ı Arap dini olarak küçümsediler. Bu yüzden Zerdüştiliği Kürtlerin eski dini olarak kabul edip, İslam’ı Kürtlere kılıç olarak savunup Yezidiliği yücelttiler.[ A.g.e., s. 36-37.] Yusuf Kaplan’a göre bu görüş, XIX. yy’da Avrupa’da gelişen Aryen milliyetçiliğine paralel bir şekilde ilerleme gösteren ilk dönem Kürt aydınları ve günümüzdeki Yezidi ve Kürt aydınları tarafından savunulmuştur. İlk dönem Kürt aydınları Yezidiliği Zerdüştlüğün bir devamı kabul ettikleri gibi Kürtlerin esas dini olarak savunmuşlardır.[ A.g.e., s.37.] Bununla birlikte Şerefname’de belirtildiği üzere Kürtlerin büyük çoğunluğu Sünnî ve Şafii’dir. [ Şeref HAN, Şerefname, çev: Mehmet Emin Bozarslan, Ant Yayınları, İstanbul 1971, s.21, V.F.MİNORSKY, Kürtler, Koral Yayınları, İstanbul 1992, s.75.]
XVI. yy’da yaşamış olan Kürt siyasetçi Şeref Han ise, Musul ve Şam çevresinde yaşayan Xaldi (Haldi), Besyani, Bohtilerin bir kısmı, Mahmudi, Dınbıli gibi Kürt aşiretlerine değinirken bu aşiretlerin Mervanî yani Şeyh Adiy b. Musafir’e tabi olduklarını ve dolayısıyla Yezidi dinine inandıklarını ve onların inançlarının uydurma olduğunu söylemektedir.[ Şeref HAN, a.g.e., s.21.] Yoğun bir nüfusa sahip olmayan Yezidilerin ana dili Kürtçe olmakla bilikte[ Şakire ÇELİK, Yezidilerin Yaşam Pratikleri ve Kimlik Algısı, Mukaddime, S.4, 2011, s.162.] din ve inanışları üzerinde, başta İslamiyet olmak üzere Hıristiyanlık ve Musevilik gibi semavî dinlerin ve bazı Yakın ve Uzakdoğu dinlerinin de kale alınacak etkilerinin olduğu söylenebilir. [ Davut HUT, Osmanlı İdaresi ve Yezidileri, http://www.ordaf.org/osmanli-idaresi-ve-yezidiler/, E.T: 19.09.2014] Ayrıca Yezidilik, milli bir kimlikten mahrum olan dinî bir cemaat kimliği de taşımaktadır. [ CEBE, a.g.m., s.1145.]
Yezidilerin; Zerdüştlük, Maniheizm ve Mazdekizm ile benzer bazı ortak yanları olabileceği görüşü kabul edildiği gibi mezkur dinlerin devamı olmadığı da iddia edilmektedir.[ KAPLAN, a.g.e., s.37.] Yezidiliği eski İran dinlerindeki düalist inançlarının sadece bir uzantısı olarak görmek de doğru değildir. Daha doğrusu eksik bir bilgidir; çünkü Zerdüşt[ Zerdüşt, doğunun en bilinen müceddid (yenileyen, yenileyici, yeni bir şekil ve suret veren ve son olarak; dine yeni bir veche veren zat: Ferit DEVELLİOĞLU, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, aydın Kitapevi Yayınları Ankara 2007, s.703.)’lerinden biridir. Eski Pars dilinde adı Zaratustra’ydı Bugünkü Farsçada oan Zerdüşt denilmektedir. Kelime olarak anlamı, tam olarak net olmasa da üstra yani develer manasına gelir. Ayrıca Ö.R.Doğrul, Heredot’un, Med-Fars dilinden bahsederken Zerdüşt’ün adını zikretmediğini söyler: Ö.R. DOĞRUL, Yeryüzündeki Dinlerin Tarihi, Yedigün Neşriyatı, İstanbul. Zira Zerdüşt’ün ne zaman doğduğu da tam anlamıyla bilinmemektedir. Eski Grek kaynakları onun doğumunu Trojan savaşınadan altı bin yıl sonraya kadar götürmektedirler. Bkz: Şinasi GÜNDÜZ, Yaşayan Dünya Dinler, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara 2010, s.508. ]’ün kurduğu din, (Parsizm, Mazdeizm) İyilik ve kötülüğün veya bunları simgeleyen Ahura Mazda ile Ahriman’ın devamlı mücadelesine dayanan ve sonunda galip gelecek olan Ahura Mazda’ya, yani ’’İyilik ve Aydınlık’’ yoluna insanları teşvik eden bir dindir. Turgut Akpınar, Max Horten’dan aktararak Yezidiliğe düalist İran dini aşıldığını ve bu dinin Monizm’[ monos=bir), düalizmin tek bir töz kabul eden eleştiricilerine verilen addır. Çetin VAYSAL, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2003 C. 27 No. 2, s.202.]e varıldığını söyler. Ona göre Yezidilik için kötülük prensibi reddedilmiştir.[ Turgut AKPINAR, Yezidilik ve İlgi Çekici İnançları, Adetleri Tarih ve Toplum, İstanbul 1995, S.133, s.41.] Kaplan’ın yine aktardığına göre, Dr. Xelil Cındi’nin Yezidi literatüründe Hz.Âdem, Hz. Danyal, Hz. İsa, Hz. Zekeriyya, Hz. Muhammed ile alakalı olarak bilgiler olmasına karşın Zerdüşt, Mani ve Mazdek dinleri ile alakalı hiçbir anlatıya rastlanmadığı, zira bunların Yezidilerce bilinmediği, Yezidilerdeki sıkı evlilik bağlarına karşın Mazdeklerin kadına ve aileye bakış açıları ile Maniheistlerin evliliğe karşı olmaları gibi noktalardan hareketle bu fikir reddedilmektedir. [ A.g.m. s.37-38.]
Yezidiliğin kökeninin Zerdüşt, Maniheizm ve Mazdakizm’e dayanmadığı görüşü de mevcut görüşler arasındadır. Çünkü bu üç dinin kaynağının Mazdayasna’ya dayandığını iddia ederler. [ Daha ayrıntılı bilgi için bkz., KAPLAN, a.g.e., s.38.] Devyasna (Şeytanperest) ile Yezidiler için kullanılan Dasıni ismi arasındaki benzerlikten ötürü bu iki topluluğun Zerdüştiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar nezdinde şeytanperest olarak adlandırılmalarına sebep olmuştur. Ayrıca Yezidiliğin eski Aryen dinine dayandığı ve bu dinin Zerdüştlüğü kendi içinde eriterek günümüze kadar geldiği savunulmaktadır. Özellikle Mitraizm’deki boğa kurbanı ayini, günümüzde devam etmekte olan Cemaya Şeyh Adiy bayramındaki ’’Qepax’’ denilen boğa kurbanı ayiniyle bir benzerlik vardır. [ KAPLAN, a.g.e., s.39-40.]
Kaplan’a göre bu görüşle alakalı olarak açıklığa kavuşması gereken iki önemli husus vardır:
Birincisi Devyasna ile benzerliği kurulan Dasıni isminin gerek Süryani ve gerekse İslamî kaynaklarda bir din, bir mezhep ya da meşrep için değil, şimdiki Duhok kentinin merkezi ve hemen güneyinden başlayıp doğuda Laleş’e doğru uzanan dağ silsilesini içine alan bölge için ve bu bölgede meskun bir Kürt aşireti için kullanılmasıdır. İkincisi ise bütün Yezidiler için değil sadece bu Yezidi aşireti için bu ismin kullanılmasıdır.[ KAPLAN, a.g.e., s.40.]
Kılıç’a göre de Yezîdiliğin, tarihi süreç içerisinde eski putperest inanç ve uygulamaların İslam’ın yanı sıra Yahudilik, Hıristiyanlık ve Zerdüştlük, gibi dinlerin de birtakım ilkeleri içine alarak, kendisine mahsus dinsel bir statüye dönüşmüştür.[ Sami KILIÇ, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3 Summer 2011, s.287-288]