Eğitim çok konuşuluyor. Ama çoğu zaman gözden kaçan büyük bir hakikat var:
Her çocuk aynı değildir.
Kimi çocuk sessizdir ama derin düşünür.
Kimi hareketlidir, sorularla öğrenir.
Kimi göz temasıyla bağ kurar, kimi kendini geri çeker.
Kimisi övgüyle açılır, kimisi yalnız kalmakla beslenir.
Eğitim dediğimiz şey; sadece anlatmak değil, önce anlamaktır.
Öğrencinin iç dünyasını tanımadan yapılan her çaba, eksik kalır.
Bugün başarıya odaklanan sistemlerde, kalabalıklar içinde kaybolmuş yürekler var.
Sınavı geçen ama kendini bulamayan gençler…
Çünkü aynı yöntem, herkese aynı şekilde sunuluyor.
Oysa her çocuk farklı bir yoldan yürür.
Gerçek eğitim; çocuğun mizacına göre seslenebilen öğretmenin elindedir.
Bazılarına cesaret vermek gerekir, bazılarına sınır çizmek.
Kimi için sabır, kimi için sorumluluk anahtardır.
Ve bunu fark eden bir eğitimci, gerçekten bir nesil inşa eder.
Bu köşede tam da bunu konuşacağız:
Ezberin ötesine geçmeyi,
Mizaçlara göre rehberlik etmeyi,
Kalıplarla değil, fıtratla yürüyen bir eğitim anlayışını…
Çünkü eğitim bir inşa işidir.
Taş taş örmek değil, yürek yürek büyütmektir.
Bu yol zordur. Bu yol emek ister. Bu yol sabır ister.
Ama bu yol, bir milleti ayağa kaldırır.
Gelin, birlikte yürüyelim.
İsmail Doğan