“Bir Derdi Olmalı İnsanın Anlatacak”

Bir zamanlar bir hocam: “İnsanlara anlatacak derdiniz olmalı, onları değiştirmeli, dönüştürmeli ve en önemlisi uyandırmalısınız” demişti.

Bugün İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği ve türlü markaların sponsor olduğu festivallerden birine, Tiyatro Festivali’nin ilk gösterisine katıldık: Theatre Dance, Akram Khan’ın Orman Kitabı oyunu.

Oyuna dair eleştirileri eleştirmenler yazsın, biz sadece kendimizce yorumlayalım, iki kelam edelim.

Oyunun dans koreografisini anlamadım. Ancak oyuncular öyle güzel dans ediyorlardı ki, adeta sahnede süzülüyorlardı. Oyundaki bütünsellik de muhteşemdi. Neredeyse kusursuzdu.

Peki anlatılmak istenen neydi?

Esas soru bu!

Akram Khan’ın derdi büyük! Aslında salt onun derdi değil bu dert. Hepimizin, herkesin derdi. Üstelik bunu dert edinmeyenlerin de dert edinmesi gereken bir dert.

Akram Khan’ın derdi; insanlığı bekleyen hazin son. Bu sonu kendi elleriyle hazırlıyor insanlık.

Doğa asla insana düşman olmadı. Bilakis daima insanı bağrına bastı. Onu bir ana gibi kucakladı. Sardı, sarmaladı. Doyurdu. Yedirdi, içirdi. Giydirdi. Barındırdı. Isıttı. Ona can oldu. Nefes oldu. Oysa insan, bu sessiz ve sözsüz olan doğaya aynı içtenlikle karşılık vermedi. Onu tahrip etti. Onu yok etmek için elinden geleni yaptı.

Yapıyor.

İnsan doğa ile anlamsız bir savaşa girdi. Ve kazandığında kaybedecek!

*

Doğa ve doğanın bağrındaki sözsüz tüm canlılar, insan için çalışırken, insan onlara ihanet içerisinde.

Neden?

İnsanı buna iten nedir?

Hırs, aç gözlülük, bencillik!

Gücü nispetinde cüssesi kadarına razı olması gerekirken hep daha fazlasını istedi insan.

Hep istedi.

İlk kan da bundan dökülmedi mi?

Daha fazlasını istedi insan.

Oyun bize insanın hırsları, keyfi, aç gözlülüğü, bencilliği uğruna kendisine hizmet etmek için var olan doğayı ve doğanın bağrındaki sözsüz canlıları katlettiğini gösterdi. Bu sadece bir canlının ölümü değildi. Her bir canlının keyfiyetten öldürülmesi, bir insanın ölmesi demekti aslında!

İnsan dostuna kıyar mı?

Felaketler de bundan geliyor.

Geldi.

Kendi sonunu hızla ve hırsla hazırlayan insan, doğanın yok olduğu gün yok olacağını anlasın diye.

Budapeşte’den Türkiye’ye gelen Ormanın Kitabı adlı oyun kim bilir belki dünyayı geziyordur. Derdini anlatabilmek için.

Derdimiz büyük!

Derdimiz doğa.

Derdimiz insanlık.

Derdimiz var dostlar.

Derdimizle dertlenin.

Derdimize derman olun.

Derdimizin dostu olun.

Dertle ve selametle…

Son Yazılar