Japonya’da devam eden Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası bugün sabaha karşı oynadığımız Tayland maçı ile birlikte bizim için sona erdi. Üçüncü turuna yükselemediğimiz organizasyonun son günlüğünde önce oynadığımız son iki maçtan bahsedip ardından genel bir özetle kapanış yapacağım.
Her ikisini de 3-1’lik skorlarla kazandığımız Azerbaycan ve Tayland maçlarının yıldızı pasör çaprazı Meryem Boz’du. Oynanan sekiz sette toplam 47 sayı üreten Meryem turnuvayı iyi bir performansla noktaladı. Bunun yanında Tayland karşısında kazandığımız 17 blok sayısı da(rakip sadece 5 blok sayısında kaldı) kayda değer bir başka veri. Bu maçta orta oyuncularımız Eda ve Zehra köşe oyuncularımızdan daha fazla skor katkısı verdiler. Bu normalde çok alışık olunan bir durum değil. Bugün ve dün elde ettiğimiz galibiyetler sonucunda E Grubu’nda 15 puan ile 5. sırada yer aldık. İlk iki maçta Rusya ve Amerika karşısında aldığımız mağlubiyetlerin ardından bir üst tura yükselme(son altı takım arasında kalma) ihtimalimiz bulunmuyordu. Bu noktadan sonra yapılabilecek tek şey Japonya macerasından elde kalanları değerlendirmek.
Uzakdoğu’daki sınavımızın en belirgin özelliği hiçbir şekilde sürpriz yaşamamak oldu. Yani kazanma ihtimalimizin yüksek olduğu bütün maçları kazanırken kaybetme ihtimalimizin yüksek olduğu bütün maçları da kaybettik. Bu durum iki açıdan değerlendirilebilir: İlk yorum şok edici sonuçlar elde etmeye alışık olduğumuz o kimliğimizin artık kaybolduğu şeklinde olabilir. Buna karşın bir diğer yorumda da yeni kurulan bir ekip olmamıza rağmen yine de belli bir standardı koruduğumuz görüşü savunulabilir. Tam bu noktada bir sonuçlar silsilesini hatırlatmak istiyorum. Organizasyon boyunca kaybettiğimiz 4 müsabakanın hiçbirinde set alamadık. O halde buradan hareketle takımımızın bir parça dirençsiz olduğu yorumunu yapabilmek mümkün. Gelecek turnuvalarda düzeni biraz daha oturmuş ve kemikleşmiş bir milli takım yapısına sahip olacağımızı varsayarak kâğıt üzerinde favori olmadığımız maçlarda da daha fazla mücadele gösterip şaşırtıcı sonuçlar almaya başlayabiliriz diye düşünüyorum.
Şampiyona tamamlandığında açıklanacak genel sıralamada çok yüksek ihtimalle 11. basamakta olacağız. Önceki günlüklerde bu sıralamanın ne ifade ettiğini birkaç şekilde anlatmaya çalışmıştım. Elde edeceğimiz muhtemel derece genel anlamda bir başarı ifade etmiyor. Fakat içerisinde bulunduğumuz geçiş süreci dikkate alındığında en azından bir gerileme yaşamamış olmamak da önemli. Çünkü artık hiçbir mazerete sahip olmadan katılacağımız turnuvalarda hedefler belirlerken bu noktayı temel alarak karar vermiş olacağız.
Mevcut oyuncu grubuna bakıldığında en çok aksayan kısmın pasör pozisyonu olduğunu söylemeliyim. 1999 doğumlu Zehra Güneş ya da 2000 doğumlu Ebrar Karakurt gibi bu seviyeye oldukça aşina imiş gibi oynayan potansiyel yıldızlarımızın olduğu bir takımın çok daha iyi bir pasöre ihtiyacı var. Yeniden voleybola döndüğünde Naz mı olur, yoksa daha genç bir başka oyuncu mu olur bilemiyorum ama daha iyi bir seçenek bulmalıyız.
Ülke voleybolu için önemli bir dönemeç olarak nitelendirilen 2018 Kadınlar Dünya Şampiyonası bu şekilde tamamlandı. Umarım bundan sonra üstüne daha fazla koyarak ilerleyeceğimiz bir yolda oluruz.