İlginç bir soruyla başlamak istiyorum. İnsanlar kaybedince mi değer kazanıyor? Var olunca mı?
Galiba kaybedince. Sevmediğimiz insanlar da olsa, kaybedince özlüyoruz. Çünkü hayatımızda iyi kötü bir rolleri var. Ne kadar kötülük yapılsada aslında tecrübe edinip, hayatı öğretiyorlar. Diğer canlılardan ayıran özelliğimiz bu olsa gerek. Aslında şöyle bir baktığımızda insan puzzle gibidir. Çevremizde ki her şey bir parça barındırır. Bir parça eksildiğinde yarım kalır hikayemiz. Demek istediğim hayatımıza giren her şeyin bir sebebi vardır. Hiçbir şey boşuna değildir. Karşılaştığımız her farklı durumun aslında boşuna karşımıza çıkmadığını anladım. En önemlisi başımıza ne gelirse gelsin basite almamamız gerektiğini gördüm.
Tevaffuk demeyin hiçbir şeye. Tevaffuk dediğiniz şeylerde bile sebep arayın. Hayır arayın. Gözlerinizin önüne serin yaşadıklarınızı. Muhasebe edin o anları. Birazcık düşünün. Oralarda size anlatılmak istenen bir şeyler vardır mutlaka. Huzur bulduğunuz şeyleri yapın. Nerede mutlu oluyorsanız orada olun. Huzur ve mutlulukla bilenmiş bir cesaretiniz de varsa en güzeli.
Size kısaca hayatımın formülünden bahsedeyim. Dünü dün olduğu için seviyorum. Bugünü bugün olduğu için. Yarını da yarın olacağı için seveceğim. Günlerimiz, bizim kattığımız anlamlarla güzelleşiyor. Sevginizi, tebessümünüzü, her şeyinizi günlere paylaştırın. Paylaştırın ki kara bulutların ruhunuzu sardığı zamanda tüm üzüntülerinizin negatifliğini götürsün. Sadece küçük bir formül.