Bakınız, 13 Şubat 2016 tarihinde İzmir Atatürk Voleybol Salonu’nun adının sonuna Vestel Venüs “ARENA” İfadesinin eklenmesine dair bir yazı yazmıştım. Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stadyumlardaki ‘arena’ ifadesinin kaldırılacağını söylemesinin ve bunun da gerçekleşmesinden sonra o yazımın daha bir farklı gözle okunacağını düşündüm. Bundan dolayı yazımdan bazı kesitleri sizlerle buluşturuyorum.
İşte o yazı:
Arena mevzusuTürkiye Voleybol Federasyonu’nun Vestel ile yaptığı sponsorluk anlaşması gereğince İzmir’deki Atatürk Voleybol Salonu’nun isminin sonuna bir de Vestel Venüs Arena ifadesi eklendi. Yani artık Türk voleybolunun bir arenası var(!). Uygulamayı destekleyenlerin ve olumlayanların dışında itiraz edenler iki temel aksta toplanmışlar.Benim canı gönülden katıldığım eleştiri bir voleybol salonuna “arena” denmesi kısmı. Bakınız arena eski çağlarda gladyatörlerin dövüştüğü, daha sonraları güreş, boğa güreşi, yarış, oyun gibi türlü gösterilerin yapıldığı bir alandır. Özellikle Antik Roma ve Antik Yunan’da yaygın olup özünde kan ve vahşeti barındıran mekanlardır. Peki bizim sporda ya da voleybol özelinde üzerinde durduğumuz temeller nelerdir? Klasik ifadelerle barış ve kardeşliktir. Yani ortada hayat memat meselesi olmayan bedelin kanla ve canla ödenmediği bir aktiviteler bütünüdür.
İçerisinde kavramsal olarak neredeyse birbirine tamamen zıt öğeler taşıyan arena ile spor salonunu bir ortamda buluşturmak kesinlikle iyi bir fikir değil. Kimse bunları küçük detaylar, entelektüel serzenişler olarak görmesin lütfen. Hangi branşta olursa olsun artık kazanmanın birinci derecede önem arz ettiği bir spor ikliminde bu tür bir ifade resmen yozlaşmaya çanak tutuyor. Sponsorların artması, marka değerinin yükselmesi ve buna benzer hedefler sonucunda bir tesisin isim sponsorluğunu vermek önemli bir iş. Ben memnuniyet duydum, bununla beraber arena kelimesi olmadan da bu uygulamanın yapılabileceğini ifade etmeye çalışıyorum. Voleybolumuz büyüsün ama özünü de kaybetmesin.
Bakın yine bir başka yazımda da şunu belirtmiştim:
Başarının ardından peşi peşine tebrikler ve kutlamalar da geldi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Gençlik ve Spor Bakanı teker teker bu zafer hakkında mesajlar yayınladılar. Bu durum her ne kadar sıradan gözükse de aslında önem taşıyor. Zira gerek destekçi gerekse muhalif olsun milyonlarca insanın sözlerini önemsediği şahsiyetler bu başarıyı gündeme taşıdığında ülkedeki voleybol algısına katkı sağlamış oluyorlar. Kazandığı başarılarla her geçen gün biraz daha yukarı tırmanan Türk voleybolu bu yollarla da farkındalığını artırıyor.
Daha önceki yazılarımda alıntıladığım bu iki kısma baktığımızda karşımıza şöyle bir sonuç çıkıyor: Spor ve siyaset birbiriyle sıkı ilişkilere sahip iki alan. Spora ilişkin organlar tarafından aslında çoktan gerçekleştirilmesi gereken bir uygulama ancak Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla hayata geçebiliyor. Yine de bu durumu güzel bir adım olarak değerlendirebiliriz. Stadyumların dışında spor salonlarının isimlerinde de ‘arena’ ifadesi geçmekte. Yani amatör branşlarda müsabakalarının yapıldığı spor alanlarının isimlerine de aynı hassasiyet gösterilmeli. Zira spor sadece futboldan ibaret değil.
Önümüzdeki günlerde bu uygulamanın alanının daha da genişlemesi dileklerimle görüşmek üzere.
Fotoğraf: http://www.tvf.org.tr/haberler/detay/115395/