Vestel Venus Sultanlar ve Efeler Ligi müsabakalarında ikinci devre maçları ile birlikte İzmir Atatürk, Ankara Başkent, İstanbul Burhan Felek ve Bursa Cengiz Göllü Voleybol Salonları’nda Challange ve Görüntülü Değerlendirme Sistemleri uygulanmaya başlandı. Aslında bu kararı ilk olarak gayet olumlu karşılamıştım. Zira voleybol saliselik reflekslerle kararların alındığı bir spor branşı. Maçın yönetiminden sorumlu altı hakem olmasına rağmen bazen hiçbiri doğru karar veremiyor bazen de hakemler arasında konsensüs oluşmadığında bariz karar hataları yaşanıyordu. Bu nedenle topun içerde ya da dışarda olduğu, oyuncunun ayağının çizgiyi geçip geçmediği veya blok yaparken fileye temas edip etmediği gibi hassas konularda artık tartışmalara son verecek bir çözüm gerekiyordu. Sonuç olarak hata yapabilme olasılığı olmayan bir görüntülü sistem adaletli yönetim adına oldukça önem taşıyordu.
Yukarıda bahsettiğim olumlu özelliklerine karşın geçtiğimiz bir haftalık süre içerisinde İzmir Atatürk Voleybol Salonu’nda takip ettiğim baraj etabı maçları ve Arkasspor ile Maliye Piyango arasındaki play-off turu ilk maçında bu sistemin de pek işe yaramadığını gördüm. Antrenörler yanlış olduğunu düşündükleri bir kararın ardından yardımcı hakeme itiraz edip pozisyonun izlenmesini talep ediyorlar. Ardından da hakem pozisyonu izliyor ve tekrar bir karar veriyor. Tam da bu sırada salona yerleştirilmiş olan ekrana izlenen pozisyon yansıtılıyor. İşte problem bu noktada başlıyor; her defasında olmasa dahi bazı kararlarda görüyoruz ki hakem monitörden kararı izlemiş olmasına rağmen yine yanlış düdük çalmış. Tabi böyle olunca salondan uğultular yükseliyor yanlış kararın mağduru olan takımın oyuncuları ve kenar yönetimi hakeme isyan etmeye başlıyor.
Bu sistemin nimetine rağmen adaletin sağlanamamış olması daha büyük bir soruna neden oluyor. Çünkü voleybolun doğası göz önünde bulundurulduğunda normal şartlarda gözden kaçan bir doğru pek de anormal karşılanmaz. Fakat koskoca ekranda dondurulmuş pozisyona saniyelerce bakıp da yine yanlış karar vermek daha tahrik edici oluyor. Bakınız burada şu ayrıntıyı vereyim: Kesinlikle herhangi bir takıma yönelik kasıttan söz etmiyorum. Yerinde takip ettiğim beş maçın tamamında bütün takımlar aleyhinde yaşandı bu problem. Yaşananları eleştirirken hakemlerimize ya da Merkez Hakem Kurulu’na dolayısıyla da Türkiye Voleybol Federasyonu’na yönelik yanlış bir algıya sebep olmak istemem. Kimsenin kimseye yönelik maksatlı bir hareketi söz konusu değil.
Buna karşın sonuç olarak gayet faydalı ve oyunun biraz soğumasına sebep olsa bile genel manada kullanışlı bir sistem olduğunu söyleyebilirim. Sadece ortadaki sinir bozucu durumun bir şekilde çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle uygulamanın artık bütün sezona yayılması, sadece Federasyon’un salonlarında değil maçların oynandığı tüm salonlarda (fiziki şartları müsait olan) uygulanması, hakemlere bu sistemin kullanımı konusunda eğitimler verilmesi gibi yollarla sistem daha etkili ve isabetli kullanılabilmesinin sağlanması gibi önlemler alınabilir. Özellikle eğitim konusu hem oyunun hızlanması hem de sistemin kullanılabilir olması adına çok önemli.