Geldikleri gibi giderler mi?

Tabelalarımızda Arapça yer isimleri görüyorum.

Okulumuzda Suriyeli hoca, bildiğini sandığı Türkçeyle dersimize giriyor.

Evimizin ilerisindeki bakkalı Suriyeliler işletiyor.

Hastaneler, postaneler, devlet dairelerinin tamamında yardımlar için bekleyen Suriyelilerden Türk vatandaşlarına sıra gelmez oldu.

Peki neden?
En başından başlayalım:
Arap baharı yeni başladığı zamanlarda siyaset bilimciler bu süreci ‘’ Dünya yeni olaylara gebe ‘’ diye yorumluyorlardı.
Aradan hayli uzun zaman geçti.
Takvimler değişti, ülkeler değişti ama bu gebeliğin sancısı ve bu sancıyı çeken kısım hiç değişmedi.

Arap baharı diye başlayan süreç, Araplar için hiç bahar getirmediği gibi, emperyalizmin özgürlük naralarına kanıp kendi ülkesine karşı isyan eden Arapların çoğu bugün mülteci konumuna düştü.

Tarih, İngiliz oyunlarına kanıp milli devlet için ayaklanan Arap yöneticileri yazdı.

Aynı tarih 100 yıl sonra aynı coğrafya da bu kez Arap baharı diye isyan edenleri yazdı.
Ne hazin ki iki dönem de de isyan ettikleri kendi devletleriydi ve iki isyanın sonucunda da zillete düştüler.

Bütün bu olanlara rağmen Araplardan hala ‘’ İngilizler tarafından kandırılan Araplar, Amerikalılar tarafından kandırılan Araplar ‘’ diye bahsedilir.

Peki, hırsızın hiç mi suçu yok.

Bölge de bu kadar olay olurken, kendi devletleri emperyalizmin çiftliği haline gelmiş ve her köşe başını bir terör örgütü tutmuşken ülkesinden kaçan eli silah tutanlara bakıyorum.

Birde aynı coğrafya da beraber yaşadıkları, aynı olayları yaşamalarına rağmen kaçmayan; çocuklara, kadınlara, toprağı için savaşan Türkmenlere bakıyorum.

İki durumda da gözlerim yaşarıyor.
‘’Bunlar neden burada, onlar neden orada? Diye düşünmeden edemiyorum.

Sonra aklıma geliyor da kafamdaki bütün sorular cevap buluyor.

FITRAT DEĞİŞİR SANMA BU KAN YİNE O KANDIR.

Ülkemizde son 5 yılda doğan 200 bin Suriyeli çocuğu esas alır ve bu nüfus artışıyla Suriyeli nüfusun arttığını düşünürsek, bugün önemsemediğimiz bu nüfusun ilerde neden olacağı toplumsal ve sosyolojik olayları kestirmek çok da zor olmasa gerek.
Bugün bu sorunun çözülmediği takdirde ülkemizin istikbaline, toplumsal yapısına ve kültürüne vereceği zarar tahmin edilenden çok daha fazla olacaktır.

Unutulmasın ki bugün en büyük derdimiz olan terör örgütü de zamanın yöneticileri tarafından yeterince önemsenmediği ve yeterli önlemler alınmadığı için bugün bu seviyeye gelmiştir.

Umarım herkes kendi toprağına sahip çıkmayı öğrenir ve zamanı geldiğinde:
Geldikleri gibi giderler.

Son Yazılar

Onur Üzer Yazar:

Bir vatan evladı... Pa'13 Avrasya üniversitesi-mimarlık fakültesi