Sırtındaki Yük!

Aynı yolun yolcusuyuz. Çıplak geldik; çıplak gidiyoruz. Olması gerektiği gibi; sade ve öz.Sırtımıza ne yüklediysek biz yükledik, yüklüyoruz.

İlkin yükler hafif gelir, üstesinden geleceğine inanırsın, yükledikçe yüklemeye başlarsın bu yükleri, ancak on beşinde başlar ilk belirtiler. Ha gayret dersin fakat gittikçe daha da hissettirir kendini sırtındaki yük!

Taşıyabileceğinden fazlasını yüklersin farkında olmadan. Oysa taşıyabileceğinden daha fazlasını taşıyamazsın. Taşımaya kalkarsan eğer, problemler ortaya çıkar. Hem bedeninde hem de ruhunda. Çökmeye başlarsın belli bir süre sonra. Ağırlık çöker üstüne, ataletli olmaya başlarsın. Çıkmaza girer, haksızlık edersin kendine. Yükün altından kalkamadın diye suçluluk duymaya başlarsın.

Sırtındaki çuvala attığın her yük gereğinden fazla, kaldırabileceğinden fazla bir sorumluluk yükler sana.

Yükün altından kalkamadıkça değersizlik ve aşağılık duygusuna kapılırsın. Önce yapmak istediklerinden, sonra kendinden soğumaya başlarsın. Yükün derdiyle harap ve bitap olan sen; kendini unutur, kendini farklı gösterme çabasında olur, böylece değersizlik ve aşağılık duygusunu bastırmaya çalışırsın.

Mutsuz ve tatminsiz bir hayat ile çaresiz, ruhu esir, gözü yaşlı, bedeni bitkin bir sen oluverirsin. Bumerang gibi dönüverirsin; yine kendini suçlamaya, kendine haksızlık etmeye.

***

Yetmedi mi kendine yaptığın haksızlık, yetmedi mi kendini suçlaman, yetmedi mi kendini değersiz ve aşağılık hissetmen?

“İlim kendin bilmektir.” demiş Yunus Emre. Kendini bil, düş hikâyenin peşine! Bu cesareti gösterebilirsin. Ne güzel demiş Akilah Azra KOHEN: “Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara…”

Hazır mısın kendi potansiyelini keşfetmeye, çatlama cesaretini gösterebilmeye?

***

Bu gece bir değişiklik yap seyre dal gökyüzüne ve sor kendine yükün ne kadarı senin, ne kadarı başkasının. Kendi yükünle mi ilgilisin, başkasının sana yüklediği yük ile mi?

Sen de bir bireysin, bir insansın herkes gibi herkesle aynı yolun yolcusu olan sen, herkesten farklısın ama. Farklı olan yanın ise; iraden ve kararlarındır.

Eğer sırtında taşıdığın başkasının yükünden kurtulmak istiyorsan, sadece kendi yükünle uğraşmak istiyorsan, seçimler yapman gerekir. Hür iradenle, tüm isteğinle, kendi kararlarınla.

Sorumlulukların ile bundan sonra nasıl yaşaman gerektiğine sen karar verebilirsin.

Seçim senin.

***

Planlarını zihnine çiz önce. Hayallerindekileri. Tüm ayrıntılarıyla beyaz bir sayfaya çizer gibi, İstediğin gibi.

Yaz sonra, üzerinde bir nokta dahi olmayan, bembeyaz bir sayfaya; tıpkı doğduğunda henüz üzerinde hiçbir iz olmayan bembeyaz hayatın gibi bir sayfaya. Hayallerindekileri zihninde çizer, ellerinle yazar, gözlerinle görür, kendi sesinle okur ve kendi sesini dinlersen, işte o zaman anlarsın ne kadarının sana ait olduğunu, ne kadarının gerçekçi olduğuna ve işte o zaman karar verirsin zihnindekileri ne kadar gerçekleştirebileceğine.

Haydi! Şimdi, bu sefer seçimleri sen yap. Yüklemek istediklerini yükle ama sadece senin olsun, sana ait olsun yüklediğin tüm yükler.

Marifet: yüklü çuvalı taşımakta değil; çuvala sadece kendi yükünü yükleyebilmektir.

Son Yazılar

"Yolunu kaybedenlerden ya da yolunu bulamayanlardan değilim. Yolun tam ortasındayken kendi yalnızlığına, yarattığı kötü karanlığına kapananlardanım." Bir amacı, Bir hedefi, Varacağı bir noktası, Bir anlamı, Bir konusu... Her zaman olmamalı bir insanın, bir yazarın, bir yazının... Bazen çalakalem olmalı, sadece sana özel olmalı...