Kimin Kılı?!…

Sosyal medya hayatımıza girdi ve böylelikle sır mır kalmadı. Bu bir anket araştırması sonucu değil elbette, tamamen benim izlenimlerimden ibaret olan düşüncemdir. Nedenine gelince, anneler babalar ve bütün akrabalar artık feysbukta tivitırda!

Eskiden ne güzel kendi aramızda arkadaşlarla sohbet ederken, paylaşılan bir fotoğrafa kendimizce geyikler yaparken şimdi ise evin salonunda ailecek toplanmışız da çekirdek çitliyormuşuz gibi durum var. Yaptığın yoruma “niye öyle dedin?”, “kim o çocuk?”, sana niye öyle yazmış o kız?”, “nerden tanıyorsun?”, “o kız azcık hoppa gibi!”, “o resimde niye dudağını büzmüş o?” gibi bitmek bilmeyen sorular geliyor. Hele bir de durum ve yer bildirimlerini açıkla bakalım açıklayabilirsen! “Nereye gittin?”, “ne işin var orada?”, “kiminle gittin?” Hal böyle olunca daha itinalı davranmak zorunda kalıyorsun doğal olarak.

Eskiden ne güzel ne sosyal medya vardı ne de akıllı telefonlar. Sanki daha özgürdük gibi geliyor bazen. Şimdiki gibi anında görüntü yoktu yani.

 

Yaktın beni vatsap!

Geçen gün babamın vatsapdan aradığını görünce önce bir gülme geldi, sonra silkelendim ve hemen kendime çeki düzen verdim. Kaykılmış yatar halimden uzaklaşıp, ortamdaki sigara dumanını yok ettim. Başladık bizimkilerle görüntülü sohbete. Babamla konuşmamız son derece resmi iken, arkada annem hem el sallıyor hem de “görüyo mu beni” diye babamın omzunu dürtüklüyor. Halleri o kadar komikti ki gülmekten konuşamadım bir süre.

“Telefonu biraz uzak tut baba, yok yok biraz daha uzaklaştır böyle sadece burnun görünüyor” falan derken annemden bomba soru geldi “senin gözlerin niye şiş?”

Ah be kadın, yakın gözlüğün olmadan nasıl da fark ettin acaba gözümdeki şişliği dedim içimden. “Uykum geldi ondandır” falan diye geçiştirdim. Anne işte hemen anlar halden, hele benimki hiç külyutmaz! İlk defa gerçekleştirilen görüntülü konuşmanın heyecanıyla yüzümdeki şişlikler arada kaynadı çok şükür.

Annem yememiş içmemiş hemen gidip kardeşimi aramış “ablanın yüzüne gözüne nooldu? Ağlamış mı yoksa hayırdır?” demiş. Kızcağız da annemin huyunu bildiğinden, hıkıdık zıkıdık kıvırmış ama anam yememiş tabi.

Evde ayağımı uzatmış yayılırken annem aradı, elbette ki yeni modamız vatsaptan! Şirin şirin tatlı tatlı konuşurken “ay ışık yüzüne vuruyo net göremiyorum seni, şöyle azcık yukarı tut, heh iyi böyle” falan demeye başladı annem. Meğerse kadın yüzümdeki değişikliği çözmeye çalışıyormuş da benim saf kafam sabah mahmurluğuyla ayamadı işte!

“Makyajını silmeden mi yattın sen? Kaşını gözünü çok boyamışsın!” demesiyle ben sazan gibi atladım; “yok anne, kalıcı makyaj yaptırdım. Kaşlarımı kalınlaştırdım gözüme de aylaynır yaptırdım” dedim. Hay demez olaydım! Söz ağzımdan çıktığı anda yediğim naneyi anladım ama artık iş işten geçmişti! Keşke zamanı durdurma aleti olsaydı da o anda ağzımdan çıkanı kolumla yakalasaydım!

Annem yakın gözlüğünü taktı, ekrandan yüzümü dikkatlice incelemeye başladı. “Parmaklarını gezdir bakayım kaşında! Şimdi göster bakayım bana parmağını!” diye boya kontrolü yaptı önce. “Yok anne boya değil bu kıl tekniği uygulaması” dedim, kadın daha da sinirlendi. “Anne biliyorsun ki benim kaşım çıkmıyor, hatta evde cımbızım bile yok. Şeklini bozmadan bi çıt kalınlaştırdım ne var bunda? Hem sürekli boyamaktan iyidir dimi ama?” diye şirinlik yapıp ikna etmeye çalışmasam da yemedi, hatta daha da çok sinirlendi!

 

Kimin kılı?!…

“Kimin kılı? Elalemin neresinin kılı? Ecnebinin mi Türk’ün mü o taktırdığın kıl? Abdestli miymiş kılın sahibi?” ….

Bitmedi soruları bitmedi… Ben yarıla yarıla gülmekten cevap da veremiyorum ki kadına. Kırk yıl düşünsem bunları sormak aklıma gelmez vallahi.

Sonra sıra gözüme geldi. “naaptın gözüne? Oraya da ne taktırdın söyle çabuk!” diye carlayınca, ben artık gülmekten laşkalaşan dil kaslarıma müdahale edemedim ve “gözüme dövme yaptırdım” diyiverdim! Koptu nasılsa kıyamet, ne olacaksa olsundu artık.

Vay efendim benim hiç utanmam yok muymuş cenazeye falan nasıl gidecekmişim (kadının ilk aklına gelen şeye bakın!), benim hiç korkum da kalmamışmış, bendeki cesaret ayıda yokmuş (benzetmeye gel)…

Koptum… Cevap veremedim hiçbir dediğine. Gülmekten karnıma ağrılar girdi yeminle. Ben güldükçe daha da sinir bastı kadına “aman ne halin varsa gör, kıçına da yaptır emi!” dedi ve çat diye kapattı telefonu.

Bunların hepsi yeni nesil teknolojik uygulamalara heves etmelerinden dolayı başıma geliyor, iyice anladım bunu. Allaha çok şükür ki ışınlanma henüz icat edilmedi yoksa valla billa annem saniyede yanımda biter, yolardı beni!

 

 

https://zoimou.wordpress.com

Yazıda kullanılan görselin kaynağı: https://pixabay.com

 

 

Son Yazılar

Kendime ait blog sayfamda yaşadığım olayları, Zoi Mou mahlası ile mizahi pencereden aktarıyorum. Çocukluğumdan beri tuttuğum günlüğümdeki olayları, yaşanmışlıkları ve tecrübelerimi, aile ilişkilerimi mizahi dille aktarmaya çalışıyorum. Güldürürken düşündürmek misyonu ile samimi ve akıcı anlatım tarzım olduğunu düşünüyorum. Hikayelerimde "Ailenizin kızı" ve hafif "saf" bir karakter çizmeye çalışıyorum. Okuyucuların keyif alması ve eğlenmesi en temel amacım.