Ülkemizin voleybol belleği Burhan Felek Voleybol Salonu’ndadır diyebiliriz. Bu açıdan salonun değeri büyük ve sürekli canlı tutulması gerektiği bir gerçek. Ancak özellikle bu sezonun başından itibaren neredeyse atıl duruma geçti çünkü birçok İstanbul kulübü artık kendi salonunu kullanmayı tercih ediyor.
Tüm takımların maçlarını aynı salonda oynamalarının bazı avantajlar var. Mesela basın mensuplarının ayrı ayrı yerlere bölünmeden gündemi takip edebilmesi bunun yanında seyircilerin de aynı gün içinde bir salonda birden fazla maç izleyebilmesi avantajlardan bazıları. Böyle bir beklentinin olduğunu ve sıkça dile getirildiğini söyleyebilirim. Bu beklenti TVF yönetimi tarafından da tekrarlandı. Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ konuya ilişkin kulüplere antrenmanlarını yapmak ve maçlarını oynamak için yeniden Burhan Felek’e dönmeleri çağrısında bulundu. Yanısıra salonu kullanmak için herhangi bir ücret talep edilmeyeceğini hatta tribün gelirlerinin de kulüplere bırakılacağını söyledi. Maç ve antreman ücretleri tamam ama zaten gişe gelirlerinin kulüplere kalması gerekir akılcı olan budur sonuçta insanlar salonu değil destekledikleri takımı izlemeye geliyorlar. Kulüplerin bu beklentiye nasıl bir cevap vereceklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz ama bundan önce mevzuya bir de diğer taraftan bakmak gerekir diye düşünüyorum.
Ortak bir salon kullanmak yerine her kulübün kendi evi olarak tabir edilebilecek salonlarda oynaması her şeyden önce taraftarların aidiyet duygusunu artıracaktır. Örneğin Galatasaray’ın düşük kapasiteli salonu bir Galatasaray taraftarı için dört dörtlük Burhan Felek’ten çok daha cazip olabilir. Yani fiziki şartlar daha uygun olsa dahi sahiplenme duygusu kaliteli bir salonda maç izleme seçeneğine baskın gelebilir. İkinci olarak takımlar rakiplerini çok alışık olmadıkları bir salonda ağırlamak istiyor olabilirler. Mekandaki farklılığın misafire ekstra zorluklar çıkaracağı muhtemeldir. Bu tür faktörler rekabeti artırır ve lige de renk katar. Bir kaç takımın birden aynı salonda oynaması bir monotonluğa sebep olur. En az bunlar kadar önemli bir diğer nokta da profesyonelleşme. Kulüplerin artık ihtiyaçlarını giderebilecek organizasyon yetkinliğine erişebilmesi voleybolun gelişmesi adına oldukça önemli. Ayrıca A takımların antreman yapacağı salonların geliştirilmesi altyapılar için de faydalı olur. Zaten A takımının federasyonun salonunda çalıştığı bir kulüp tesislerini geliştirme konusunda çok istekli olmaz.
İşte bu açılardan bakmak konuyu bir sorunsal haline geliyor. Avantajları ve dezavantajları bir arada barındıran Türk voleybolunun mabedi sayılabilecek bir salon acaba daha farklı bir işlevle kullanılabilir mi? Bu soruyla belki çıkış noktası yakalanabilir zaten Sayın Üstündağ problemin sadece İstanbul’da bulunan salon için geçerli olduğunu ifade ediyor. Ankara, İzmir ve Bursa’daki takımlar federasyonun tesislerini kullanıyorlar. O halde Burhan Felek bir “milli takımlar merkezi” olarak kullanılabilir. Bütün yurtiçi kampları burada düzenlenebilir. Salon lig ve kupa finallerine, uluslararası organizasyonlara özel olabilir. Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde 7500 kişilik milli takımlara ait bir tesis oldukça gösterişli sayılır. İngilizlerin ünlü Wembley Stadyumu gibi bir model benimsenebilir. Elbette lig yoğunluğu kadar olamaz ancak sorunun devam etmesi durumunda milli maçların oynanması bir alternatif çözüm olarak değerlendirilebilir. Yaz aylarında özellikle milli maçların Anadolu’ya verilmesini desteklemiştim bunun da farkındayım ama özenli bir programla uygun bir sentez yakalanabilir diye düşünüyorum.