Sezon öncesinde Beşiktaş Erkek Voleybol Takımı hakkında bir yazı yazmıştım. Siyah beyazlıların yapılan transferler ve yakalanan antrenör istikrarı -ki bu istikrar ülkemizde çok nadir karşılaşabildiğimiz bir durum- sayesinde artık bu sene üst sıralara oynayacağını düşündüğümü belirtmiştim. Sürekli küme düşüp yeniden çıkan kulüp en üst ligde 2 sezon kalınca sıra şimdi başarıda diye düşünmüş ve bunu da yazılarımda sizlerle paylaşmıştım. İşte o yazının ardından tepkiler almıştım, aslında Beşiktaş’ın çok da kayda değer bir performansının hiçbir zaman olmadığı antrenörünün de üstdüzey özellikte bir teknik adam olmadığı ve dolayısıyla tespitlerimin yanlış olduğunu şeklinde eleştiriler gelmişti. Mevcut durum bana şunu çok net şekilde gösterdi ki yanılmışım. Şimdi neden yanıldığımı düşündüğümü örneklerle sizlere anlatacağım.
Bir yanılgıya düştüğüm hissine kapılmamın en temel ve somut sebebi takımın sıralamadaki yeri. Şu ana kadar oynadığı 9 maçta sadece 2 galibiyet alarak kendine 10. Sırada (altyapılardan gelen puanlar olmasa 11. sırada olacaktı) yer bulan Beşiktaş’ın bu performansı kelimenin tam anlamıyla hayal kırıklığıydı. Bunun yanında daha taze bir örnekle iddiamı somutlaştırmam gerekirse geçen cumartesi günü Beşiktaş ile Tokat Belediye Plevnespor arasında oynanan ve Tokat ekibinin 2-3 üstünlüğü ile sonuçlanan son lig maçından bahsedebilirim. Bu karşılaşmayı salondan takip etme fırsatım oldu. Hafta içinde yaşanan antrenör değişikliği oyun kalitesine birden etki edemese de en azından takım motivasyonunda yükselmeyi veya canlanmayı sağlayabilir diye düşünmüştüm. Ancak maalesef öyle olmadı ve her iki takımın oyuncuları da hakeme itiraz ederken sarfettikleri eforu maç içerisinde gösteremediler. Son derece kritik bir dönemde oynanan bu maç kesinlikle çok daha büyük bir mücadeleye sahne olmalıydı. Söz ettiğim bu tavır önceki maçlarında da yaşanmış olacak ki Kara Kartal adına yakışır bir sırada değil.
Takımın tecrübeli Bulgar pasörü Andrey Zhekov yaşadığı sakatlık nedeniyle artık takımda yer almıyor. İkinci pasör de yetersiz gibi duruyor, takip ettiğim maçta yaptığı pas hatalarının çokluğu yanında genel olarak da güven vermiyor öyle ki Plevnespor pasörü ile arasındaki fark bariz ortadaydı. Diğer oyuncuların da hırsları eksik ve vasat bir voleybol oynuyorlar. Kötü gidişe bir şekilde dur denmezse şimdilik sadece potansiyel konumunda olan küme düşme tehlikesi gerçeklik olarak karşılarına çıkabilir.
Yoğun eleştirinin ardından artık olumlu şeyler söylemek de gerekiyor sanırım. Görevinde henüz çok yeni olan Işık Menküer 2 hafta sonra başlayacak olan devre arasını iyi değerlendirerek işleri tersine çevirebilir. Bununla birlikte Beşiktaş kadrosunun hala kaliteli oyunculardan kurulu olduğunu savunuyorum. Bir pasör takviyesi ile oyun kaliteleri yükselebilir. Ancak bu olumlu senaryolar ne kadar gerçekleşirse gerçekleşsin şüphesiz ikinci devre ile birlikte kazanılması gereken maçların yanında bir birkaç tane sürpriz galibiyet alınması gerekiyor. Umarım ülke sporunun lokomotiflerinden olan bir kulübün erkek voleybol şubesi bir silkelenme gerçekleştirebilir.