Ütopya: Hayalidir ve gerçekleşmesi zordur. ‘’Keşke böyle olsaydı’’ dediğinizde ütopya yaparsınız.
Distopya: Totaliter ve baskıcı toplumu açıklar. ‘’En kötü senaryo’’ dediğinizde distopya yaparsınız.
*
Bu ütopya, bir arkadaşla metro istasyonunda metroyu beklerken, yurdun yemekhanesinde yemek sırasını beklerken, otobüste yolculuk yaparken düşünülen bir ütopyadır. Kısaca bu ütopya; gün içerisinde yolculuk ve bekleme yaparken resmedilmiş bir ütopyadır.
*
En güzel ütopyalar, distopya’nın var olduğu dönemlerde ortaya çıkar.
En güzel eserler de en kötü zamanlarda ortaya çıkar.
Şuraya bir ütopya resmedelim. Belki de bir gün gerçekleşir.
Hazırsanız biraz gerçeklerden uzaklaşalım o zaman…
*
Eğer üniversite, lise okuyorsanız ya da kısaca öğrenciyseniz, illaki yemekhane sıralarında boş duvarlara uzunuzun baktığınızı hatırlarsınız. Hatta her gün yemek sırasını beklerken ‘’burada sigara içmenin cezası 69 TL’dir’’ yazısını defalarca okumuşsunuzdur. Peki, duvarlarda bu yazı yerine ‘’bunları biliyor muydunuz?’’ veya kısa hikayeler yer alsaydı nasıl olurdu? Merak etmeyin, sırada ileriye doğru gidiyorsanız da hikayenin devamını diğer günlerde okuyup bitireceksinizdir. Veyahut bir şiir yer alsaydı o duvarda, o şiiri ezberlemez miydiniz bir süre sonra? Alın size bilgi havuzumuza atacağımız bir bilgi… Hem de bedava. Çünkü sırada beklerken zaten boşa giden bir zaman diliminde elde edeceğiniz bir bilgidir bu. Yani ekstra zaman ayırmadan elde edeceksiniz bunu. Hem beklerken de sıkılmamış olursunuz.
*
Gün içerisinde ortalama 2 saatimiz yolculuklarda geçer. Otobüs, metro gibi ulaşım araçlarını çoğumuz kullanırız. Bunları beklerken duraklarda geçirdiğimiz zamanları toplarsak hiç de az olmayan bir zaman dilimini kapsar. Bir metro istasyonunda olduğunuzu ve karşı tarafa baktığınızı hayal edin. Karşınızda koskocaman bir duvar da size bakıyor olacaktır.
Bazı yerlerde ise reklam panoları vardır. Peki, bu reklam panoları yerine bir resim olsaydı veyahut tarih ile ilgili bilgiler yer alsaydı nasıl olurdu? Ya da ”dünya’nın en’leri” yazıyor ve resimleri de yer alıyor olsaydı o duvarlarda, o bilgilere bakar ve öğrenmez miydiniz?
*
Metro ve otobüs koltuklarının arka tarafında, yani size bakan kısmındaki her koltukta farklı bilgiler yer alsaydı, bilgilerin çoğunu okumuş ve öğrenmiş olmaz mıydınız? Her seferinde farklı bir koltuğa oturur ve okurdunuz bir şeyleri. Hatta okuduğunuz bilgiyi ‘’ben geçen bunu okumuştum’’ diyerek, ne zaman ve kimle okuduğunuzu, hatta anılarınızı hatırlamış olmaz mıydınız? Peki, bu güzel olmaz mıydı sizin için? Ah o koltukların arka yüzleri bir değerlendirilse o kadar muazzam bilgi birikimi yaratır ki insanımıza…
*
Peki ya merdivenleri çıkarken, her çıktığınız merdivende yaktığınız kalori miktarı yazsaydı (bu arada İzmir’in bazı metro merdivenlerinde bu mevcut) yürüyen merdivenlerin yerine yürümek istemez miydiniz? Ya da o merdivenlerin her basamağında matematiksel işlemleri somutlar şekilde bilgiler yer alsaydı güzel olmaz mıydı mı bu?
*
Tüm bunlar ortak bir bilgi birikimini, eğer isteniliyorsa da ortak bir tarih anlayışını çok kolay sağlamaz mıydı? İnsanlara öğretilmek istenilen bilgiler bu yolla çok kolaya indirilebilirdi. Böylece okulda öğreneceğimiz bilgiler azalacağından, başka bir değişle kolay öğrenileceğinden farklı bilgileri öğrenmeye zemin hazırlamaz mıydı?
*
O reklamlar yok mu o reklamlar… Onlara harcanılan enerjinin yarısı bu amaca harcansa bu gerçekleşir. Ama bu özel sektörün işi değil. O nedenle belediyeler istemeli bunu. Tabi eğer böyle bir bilgi yumağı isteniliyorsa…
*
Neyse. Büyük resmi çizdim sanırım. İçini siz doldurursunuz artık. Ve eminim ki bu düşüncelerimde yalnız da değilim. İlla ki çoğunuzun aklına gelen şeylerdir.
Güzel şeyler aklımıza gelmesine rağmen neden gerçekleştiremiyoruz ki? Sanırım karnımız doymadan bunları düşünmek pek de mantıklı değil.
SON…