Kadın olmak zor…

Saat 21.00 civarı, duraktayım, halk otobüsünün gelmesini bekliyorum. Nihayet geldi…

Otobüs yarı yarıya boştu, ben ve duraktaki diğer kişiler bindikten sonra neredeyse oturacak yer kalmadı. İki-üç koltuk ve benim yanım boş!

Diğer durak biraz kalabalıktı. İnsanlar yavaş yavaş bindi. Benim oturduğum koltuğun önünde ayakta duracak yolcular için bir boşluk vardı. Bir çift (sevgili olduklarını sanıyorum) dosdoğru önümdeki boşluğa geldiler. Bir oldu iki oldu kimse benim yanıma oturmuyor arkadaş. Benim yanımda olan koltuğun yanındaki koridorda dört veya beş kız üniversite öğrencisi inatla yanıma oturmamakta ısrar ediyor, ayakta bekliyordu. Bu manzarayı gördükten sonra, kendi kendime ”Acaba bir saygısızlık mı yaptım?” sorunu sorarken başka bir kız gelip yanıma oturdu. Tabi ben bu arada nedenini anlamadığım bir şekilde yüzümün kızardığını hissettim. Bu kızın yanıma oturması içime su serpti açıkçası. ”Neyseki sorun bende değilmiş” diyerek kitabıma devam ettim. On dakikalık yolculuktan sonra ineceğim durak yaklaştığı için oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru hareketlendim. Arkamı döndüğümde gördüğüm manzara beni şoke etti. Biraz önce oturduğum koltuğa oturmak için, önümdeki boşlukta duran çift ve diğer koridordaki kızlar birbiriyle yarışıyorlardı.

İşte o an sorunun bende olduğunu anlamıştım. Çünkü ben bir erkektim, karşı cinstim! Evet yanlış okumadınız, ben erkek olduğum için önümdeki delikanlı sevgilisini benim yanıma oturtmamıştı, koridorda ayakta bekleyen üniversite öğrencileri yanıma oturmamışlardı.

Aslında buna pek fazla şaşırmamam gerektiğini, biraz düşündükten sonra anladım…

Çünkü hala kadına şiddet olaylarının, tecavüzlerin hatta ve hatta kadın cinayetlerinin azalacağı yerde her geçen gün artması, şort giyiyor diye voleybolcu kızın otobüste yumruklanması, etek giyiyor diye kadının tekmelenmesi olaylarının toplumumuzda kadınların tedirgin olmalarına neden oluyor. Bu yüzden oradaki üniversite öğrencileri ne idüğü belirsiz bir erkeğin yanına oturmaktansa ayakta gitmeyi tercih etmişlerdi.

Tabi madalyonun diğer yüzü de var…

Üniversiteli genç kızların otobüste dahi bir erkeğin yanına oturmalarının ayıp olarak gösterilmesi, 21. yüzyılda bile kızlı erkekli eğitim sistemi mi olur diyen bir zihniyetin, etek giyiyorsa kesin kötü yoldadır, tesettürlüyse ne kadar hanım hanımcık bir kız diyenlerin, hala 60 yaşındaki bir erkek ile 12 yaşındaki bir kızın evliliğine yasal ve dini anlamda kulp bulmaya çalışanların, kadınsa haddini bilecek, evinde otursun yemeğini yapsın zihniyetli kimselerin ve kadının özgürlüğüne pranga vurmaya çalışanların bizlere benimsetmek istediği düşünceler mi bunlar yoksa?

Toplum olarak nereye gidiyoruz?

Eğer bu tarz yanlış düşüncelerden bir an önce kurtulmazsak, kadınların giyecekleri kıyafetleri bile kendilerinin seçemeyeceği bir ”Demokrasi” ortamına doğru sürükleniriz.

Uzun lafın kısası; ülkemizde kadın olmak zor…

Allah kolaylık versin.

Son Yazılar

Mustafa Kemal Atatürkün gösterdiği yolda, sarsılmaz adımlarla ilerlemekte.