Eğitim sorunumuzun derinine inmek

 

 

Görsel hafıza eksikliği

 

-O kadar çalışıyorum anlamıyorum.

-Sınava hiç çalışmadan çok yüksek not alıyor.

-Bir gün bile derse gelmedi.

-Dershaneye gitmeden kazandı…

Ne kadar da zeki arkadaşlarımız var değil mi?

 

’’Doğayla iç içeydi o gün. Güneşin batışına az kalmıştı. Sert esen rüzgâr bir yandan saçlarını savururken, bir yandan üzerindeki uzun ve siyah paltosunu kendisine sıkıca sararak ısınmaya çalışıyordu. Yılın bu zamanları soğuk olurdu orada, ama ona göre üşümek benliğini hissetmek anlamına geliyordu ve bu nedenle soğuğu seviyordu. Gökyüzüne baktığında çam ağaçları kapatmıştı göğü. Tepeye hâkim olduğu bir noktada oturmasından dolayı, vadi içindeki koyun sürüsünün toplanılışını görebiliyordu. Biraz ötede ahşaptan yapılmış evlerin birbirine uzaklıkları dikkatini çekti. O günün ilerleyen saatlerinde şehre inecek,  dar sokaklardan geçerek palmiye ağaçlarını arkasına alıp  Güneş’in batışını izleyecekti  sahilde.’’

 

Bu kesiti anlayabilmemiz için zihnimizde canlandırmamız lazım. Zihnimizde canlandırabilmemiz için de görsel hafızamızın olması gerek. Hayatımızın herhangi bir anında çam ve palmiye ağaçlarını görmek, manzaraya karşı oturduğumuz bir günü deneyimlemiş olmak, dar sokaklardan geçmiş bir günü hatırlamak ve güneşin batışını görmüş olmak gerekir.  Eğer bunları yaşamamışsak, okuduğumuz yazıyı anlamamız çok zor olur.  Okuduğumuz herhangi bir yazı için de geçerlidir bu. Kendimizden bir şeyler göremediğimiz yazıları anlamakta zorlanır ve yahut anlayamayız.

İlkokuldaki bir öğrenciye ‘’Fil’’ kelimesini deyin bakalım, size ilk olarak heyecanlı heyecanlı neler anlatacaktır? Eğer hayvanat bahçesine gitmişse anlatacağı tam olarakda yaşadığı deneyimi olacaktır. O kelime artık onun için bir anlam ifade etmiştir çünkü. Onlara kelime öğretmenin ilk kuralı hafızalarında o kelimenin karşılığını verebilecek bir fotoğraftır. Bu fotoğrafları oluşturmazsanız öğrenmeleri çok zordur.

Çocukların zihnini ve deneyimlerini, elimizden geldiği kadar arttırmalıyız. Çocukları bol bol dolaştırmalı ve onlara farklı deneyimler kazandırmalıyız. Buna görsel hafıza diyorum. Gördüğümüz şeyler ne kadar fazlaysa, karar verebilme yeteneğiniz o kadar da fazla olur. Bir şeyleri anlamanız daha da kolaylaşır.

Çocukları hayvanat bahçelerine götürün, parka götürün, tiyatroya götürün, dedesinin köyüne götürün inekleri görsün, tezeğin kokusunu alsın, gittiği yerdeki iklimi hissetsin, gerekiyorsa yere düşsün kanasın bacakları. Çamurun içine düşsün, yağmurun altında kalsın. Ama evde oturmasın ve hep aynı yerlerde dolaşmasın. Farklı yerlere gitsin farklı şeyler görsün ki görsel hafızası artsın.

 

Biraz daha irdeleyelim

Dersimiz coğrafya

Ders dinliyorsunuz ve konunuz Karadeniz’in bitki örtüsü. Karadeniz’e hiç gitmeyen biri, birçok kere çalışıp zar zor anlayacakken dersi,  Karadeniz’de yaşamış birisi, sadece derste bile dinleyerek anlayabilir konuyu.

Öğretmeniniz Akdeniz’i, Antalya’yı anlatacak size örneğin.  Siz de çocukken daha önce Antalya’ya gitmişsiniz. Dağları görmüşsünüz. Her tarafta turistlerin dolaştığını, sokaklarda Rusça veya Almanca tabelaların yer aldığını görmüşsünüz. Sonra hocanız daha dersi anlatmadan şöyle bir soru soruyor size ‘’Antalya’nın ekonomisi neye bağlıdır?’’

İzmir’den İstanbul’a kara yoluyla gitmişsiniz ve yolda otobüsün camından bakıyorsunuz sağa sola, her tarafta zeytin ağaçları var yol boyunca öğretmeniniz ‘’Ege’de en önemli tarım ürünü nedir?’’ diye soruyor. Basit bir soru olabilir ama anlatmak istediğim şey şu. aslında; Bazıları çalışmadan da yapabiliyor.

İşte o zeki arkadaşlarınızın sırrı bu. Dersi tek seferde anlıyorlar, çünkü dersleri dinlerken görsel hafızaları vardı.

Dersimiz Tarih

Çanakkale’ye, Efes’e, İstanbul’daki hisarlara gittiniz. Gülhane parkını gezdiniz. Her gittiğiniz ildeki kaleleri gezdiniz. Öğretmeniniz Çanakkale savaşını anlattığında, gezenlerin aklına gezdikleri gün gelir. Hele ki bir de gezdiği yerde okumuşsa o yerin tarihini bir daha aklından çıkmaz.

Bu dersleri daha da arttırabiliriz…

 

Son olarak…

Suçu sakın çocuklarda aramayın. Eğer çocuklar öğrenemiyorsa bunda velilerin çok büyük suçu var bana göre.  Siz o çocuklara görsel hafıza oluşturmadınız yeterince. Sadece velilerin hatalı olduğunu da düşünmeyelim. İlerleyen günlerde öğretmenler üzerinde de duracağız. Ama görsel hafıza konusunda velilere çok iş düşüyor.

“Çok gezen mi bilir çok okuyan mı? “ sorunsalı üzerine kişisel düşüncemi belirtmek isterim.

Çok gezen bilir.

 

Fotoğraf: manzara.gen.tr

Son Yazılar

Ümit Burgu Yazar:

Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümünden 2015 yılında mezun oldu. Aynı yıl 9 Eylül Üniversitesinde Pedagojik Formasyon eğitimini aldı. Şu anda Coğrafya Öğretmeni olarak çalışmakta.