Havuz…

 

 

Güneş azıcık yüzünü gösterince içim kıpır kıpır olur. Önce dolaptaki giysilerden başlarım temizliğe. “Bunu giymem artık ayır öbür tarafa… Bunu yıka, ütüle, kaldır!” derken dolabım olur cillop. Alttaki kışlık çorap çekmecesi de boşalınca, oraya itinayla bikiniler ve mayolar yerleştirilir. Yehu en sevdiklerim! Onları da derleyip toparlayayım derken, elime eski bir bikinim geçti. Ne rezil olmuştum bu bikini yüzünden ay hatırlamak bile istemiyorum. Ama her aklıma geldiğinde çok gülüyorum.

 

Motivasyon toplantısı nasıl rezil edilir?

Yıllar önce çalıştığım şirketin motivasyon toplantısı vardı. Firmanın bütün çalışanları, saha personeli ve tüm yöneticileri hep birlikte Kıbrıs’a gittik. Muhteşem bir organizasyon, şahane bir yer. Yaklaşık 800 kişi falanız belki de daha da fazla, tam sayıyı hatırlayamıyorum şu an. Firma paraya kıymış tatil köyünü kapatmış yani o derece. Neyse, acayip eğleniyoruz. Ekip arkadaşım Yarmagül “denize girelim” dedi. “İyi” dedim, “girelim”.

Eşsiz bir kumsal, insan basmaya kıyamıyor. “Hadi burası iyi, girelim” artık dedikçe ben, o gitti taa ileriye. “Kızım delirdin mi? İn cin top atıyor burada, gel şurada kalabalıkta insan gibi yüzelim işte!” dedikçe ben, yok anam tuttu inadı! Gidiyor hala daha tenha yerlere. En sonunda buldu bir yer, “burası iyi, kimse görmez bizi burada” dedi. Tırstım önce, bu delinin aklından kötü bir şey mi geçiyor acep diye düşündüm. “Millet oramı buramı görmesin” dedi bana. Meğerse bizim Yarmagül, fazla kilolarını kimse görmesin diye uzakta denize girmek istemiş. “Hay Allahım ya” dedim, bir tane akıllı insan denk gelmez mi bana? Çok severim Yarmagül’ü, lafını sözünü esirgemez asla, çaktı mı oturtur o derece! Kendisine taktığım lakaptan da anlaşılacağı gibi, iri yarı enine boyuna biridir. Kızdığı zaman gülle gibi çöker insanın tepesine valla.

Sesimi çıkartmadım tabi, soyunduk girdik denize. Yüzüyoruz, çıkıp güneşleniyoruz ama bu arada sürekli bir ses geliyor. Derin derin iç çekmeler, yanık yanık şarkılar, ıslık çalmalar falan acayip şeyler duyuyoruz. Bakınıyoruz etrafa ama kimse yok. O kilometrelerce uzun sahilin en sonundayız çünkü. Numunelik namına bir tane insan yok etrafta. İyi de bu ses nereden geliyor peki? İkimiz de huylandık bir süre sonra.

Yarmagül kafasını kaldırdı, yukarıya doğru bakmasıyla bağırıp küfretmesi bir oldu! Güneşlendiğimiz yer askeri nöbet kulesinin tam dibiymiş iyi mi! Kulede de asker nöbette. Yarmagül saydırıyor ama askere görmeniz lazım. “Hişştt bana bak lan! Ayıp değil mi karıya kıza bakmaya, laf atmaya utanmıyor musun sen? Kıçımıza bakıp da masturbasyon mu yapıyorsun sen?”

Açtı ağzını yumdu gözünü bizimki. “Sus” diyorum dinlemiyor, “Ayıp, deme öyle askere günah diyorum” anlamıyor. Yarmagül’ü sakinleştirmeye çalışırken asker düdük çalmaya başladı! Beni aldı mı bir korku! “Eyvah, şimdi bizi görevli memura mukavemetten içeri atacaklar” diye öldüm korkudan. Bir taraftan bizimkini toparlamaya çalışıyorum, bir taraftan da askere laf anlatıyorum. “Kardeşim nerelisin sen? Memleket neresi senin? Bak biz de TC vatandaşıyız hemşeri sayılırız!” falan diye saçmaladığımın farkında değilim o anda. “Yok ebesinin örekesi! TC kimlik numaranı ver istersen elin adamına! Ne günahı be saf! Avuç içi kadar kıçın var, elinle bile örtersin tabi. Ben napayım bu tekerlek gibi popoyu?” dedi ben koptum orada. Altıma edeceğim gülerken neredeyse.

Dedim “yürü gidiyoruz, başımızı belaya sokmadan uzayalım buradan”. Döndük, bizim elemanların yanına gittik. Millet havuz başında eğleniyor. “Oh” dedim, “nihayet dinlenebilirim artık”. Uzandım şezlonga, kokteylimi söyledim güneşleniyorum. Aradan geçti 20 dakika, bana afagan bastı. Güneş deldi beynimi. Yanımdaki Yarmagül üstünü havlularla örtmüş, şıpır şıpır terlemiş. Dedim “kalk, havale geçireceksin şimdi. Hadi soğuk duş alalım”. Soğuk suyun altına girince kendimize geldik. Havuzda eğlenenlere baktık, yanlarına gidip laflayalım dedik. Havuz fobim olduğu için içine giremiyorum tabi, kenarına oturdum. Derken oradaki su kaydırağını gördüm ben. Devasa büyüklükte, şelale gibi su akan, helezon şeklinde, burgulu bir kaydırak.

 

Ay görmez olaydım!

İnsanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş anacım. Sen ne güzel uslu uslu oturuyorsun öyle kenarda, ne işin var senin su kaydırağının en tepesinde? Ellerimi kaydırağın kenarlarına tutuyorum, suyun altımdan hızla akışıyla serinliyorum, ayaklarımı ıslatıyorum… Ve… Güüm!

Biri benim sırtıma bir vurdu ama ne vurma! Paldır küldür yuvarlanıyorum ben kaydırağın içinde. Kafam kaydırağın duvarlarına çarpıyor, su yutuyorum, tutunmaya çalışıyorum ama tutunamıyorum, yardım istemek için çırpındıkça daha da beter batıyorum. O hızla gülle gibi havuzun dibine düştüm. Tek hatırladığım şey iki el göğüslerimi tutuyor, iki el kalçalarımı, iki el belimi, iki el de omuzlarımdan kaldırıyor.

“Bırakın beni!” diye bağırmaya çalışırken, yuttuğum suyu kusarak çıkardım. Biri sırtıma vuruyor nefes almam için, o sırada çişimi yapmışım sanırım. Havuzun rengi değişti çünkü. Uğultulardan ne olduğunu anlayamadım ama havuzdaki herkes dışarı kaçmış. Gözlerimi açtığımda karşımdaki bana bakan kişinin firmanın en tepesindeki adam yani CEO olduğunu fark ettim. Adamı fotoğraflarından tanıyordum sadece şimdi tam gözbebeklerime bakıyor! CEO’nun elindeki benim bikinim üstü değil mi?

Ne?!! Memelerim çıplak mı benim? Kaydırakta yuvarlanırken ben bikinim üstü fırlamış, altı da tek bacağımdan sıyrılmış iyi mi? Anam anam anam ben öleyim ya… Al Rabbim canımı buracıkta! Adamın elindeki bikinimin üstünü kaptığım gibi giymeye çalıştım. Aceleyle iplerini bağlarken mememin birinin dışarıda kaldığını anlayamadım tabi! Suyun dibinde biri kalçamı mı çekiştiriyor? O ne ya! Bizim bölgedeki diğer arkadaş da bikinimin altını giydirmeye çalışıyor! Baktım iş zıvanadan çıkıyor iyice, rezil oldun tüm firmaya bari bayılma numarası yap da paçayı kurtar kızım başka çaren yok! Küüt gözleri de devirdim hah tam oldu!!!

Kıbrıs zehir oldu bana. Herkese rezil oldum. Kusmalı işemeli havuz partisini senelerce anlatırlar artık. Geceyi numaradan da olsa otel revirinde geçirdim. Yarmagül yanıma geldikçe sahilde yarım bıraktığı küfürleri ben ona saydırdım. Hepsi onun yüzünden oldu. Havuza gidelim diye tutturmasaydı başıma bunlar gelemeyecekti. Off rezil oldum ya herkese, çok utanıyorum. Şimdi revirden kalkıp Casino’ya da gidilmez ki! Hemşireyi ayarlasam da bana iki buzlu Chivas getirir mi acaba?

 

 

Yazıda kullanılan fotoğraf kaynağı:  https://pixabay.com/tr/kad%C4%B1n-oturma-havuz-y%C3%BCzme-k%C4%B1z-yaz-918532/

Son Yazılar

Kendime ait blog sayfamda yaşadığım olayları, Zoi Mou mahlası ile mizahi pencereden aktarıyorum. Çocukluğumdan beri tuttuğum günlüğümdeki olayları, yaşanmışlıkları ve tecrübelerimi, aile ilişkilerimi mizahi dille aktarmaya çalışıyorum. Güldürürken düşündürmek misyonu ile samimi ve akıcı anlatım tarzım olduğunu düşünüyorum. Hikayelerimde "Ailenizin kızı" ve hafif "saf" bir karakter çizmeye çalışıyorum. Okuyucuların keyif alması ve eğlenmesi en temel amacım.