Bu yazımda 3 büyükleri eksileriyle artılarıyla değerlendireceğim.
Beşiktaş
Geçtiğimiz sezonun şampiyonu çok kritik bir transfer dönemi geçiriyor. Sezonun bittiği gün baktığımızda Beşiktaş kadrosu itibariyle sadece 1-2 hedef transferle önümüzdeki sezonlara da ambargo uygulayabilecek bir takım görüntüsü veriyordu. Ancak bu 2 aylık dönemde Beşiktaş kan kaybediyor.
1- Geçen sezonun yıldızı Mario Gomez ayrılacağını açıkladı. Fikret Orman yerine daha iyisini getireceklerini söylüyordu ancak dünyadaki forvet kıtlığı ve yüksek bonservis bedelleriyle bu ihtimal de zor görünüyor. Bu açıdan Cenk’in önümüzdeki sezon performansı çok kritik olacak.
2- Diğer bir husus ise Gökhan Töre konusu. Kiralık gönderilmesi sonucu Beşiktaş böyle kritik bir oyuncusunu kaybederken bonservis de alamadı. Şimdi de yerine Gökhan Töre kalitesinde bir oyuncu koyamıyorlar.
3- Eğer Sosa da giderse Beşiktaş’ın hücum gücü toparlanamaz hale gelebilir. Bu senenin geçen senenin transfer döneminden en büyük farkı şu. Geçen sezon kulüp gönderdiği her oyuncudan ciddi bir bonservis elde etmiş yerlerine de iyi oyuncuları hatta daha iyilerini getirebilmişti. Ancak bu sezon hem çok değerli oyuncular kaybedilirken yerlerine henüz oyuncu da koyulamadı.
4- Beşiktaş’ın 2 tane yabancı kaleci bulundurması mevcut sistemde çok saçma görünüyor. Çünkü kurallara göre bir takım ilk 18’de en az 1 Türk kaleci bulundurmak zorunda. Yani Tolga olmazsa bu 2 kaleciyi de kadroya alamayacak. Ayrıca futbolda altın bir kural vardır. Kaleci konusunda 2 yarım 1 etmez. Ne Tolga ne Boyko ne de yeni transfer Fabri gözünüz kapalı kaleyi emanet edebileceğiniz isimler değil. Beşiktaş’ın 1 tam kaleciye ihtiyacı var.
5- Gökhan Gönül ve Adriano transferlerinin yerinde isimler olduğunu da söyleyerek artılar hanesine yazmalıyız.
Fenerbahçe
Fenerbahçe Monaco karşısında çok iyi bir sınav verdi. Takım 3-5-2 gibi yeni bir sistemde sahaya çıksa da bu sistemin Fenerbahçe’ye çok yabancı olmadığını, geçtiğimiz sezonlarda maç içinde Mehmet Topal’la savunmayı üçleyerek Gökhan ve Caner’i hücum bekleri olarak kullandığını çokça gördük. Aynı zamanda ben son sezonlarda ilk defa Şampiyonlar ligi elemelerinde böyle belli bir standartta oynayan bir Türk takımı görüyorum. Fenerbahçe mükemmel miydi ? Hayır. Ancak geçmişteki ön eleme standardımıza göre oldukça yüksek bir oyun vardı. Buradan da beğensek veya beğenmesek de hocayla devam etmenin faydalarını görmüş oluyoruz. Çünkü her sezona yeni bir hocayla başlamayı adet edinmiş Türk takımları yıllardır sezon başlarında yeni kurgularına alışana kadar Avrupa elemelerinde çoktan elenmiş oluyorlardı.
Maddelere başlayalım.
1- Fenerbahçe muhtemelen yeni bir santrafor almayacak ancak eldeki santraforların sezon için yeterli olup olamayacakları büyük bir soru işareti. Yine çok gol kaçıran bir Fenerbahçe sezonu izleyebiliriz. Tabi bu konu Van Persie’nin önümüzdeki sezonki performansına bağlı olarak değişecektir.
2- Nani’nin yerine 1 tane kesinlikle ofansif orta saha pozisyonunda çok kaliteli bir yıldız veya yıldız adayı alınmalı. Ancak şunun da üzerinde durmakta fayda var. Salih Uçan bu sezon takımı farklı bir seviyeye çekebilir. Özellikle geçen sezon çok eleştirilen hücum performansı konusunda. Monaco maçında 2 sezondur Diego’nun neleri yapamadığını gözler önüne serdi bu harika yetenek.
3- Fenerbahçe’nin 3 iyi stoperi var ancak zaman zaman 3’lü savunma oynanacaksa en az 1 stoper daha şart. Stoper konusunda Fenerbahçe ya kiralama formülüne ya da genç oynamasa da çok sorun yaratmayacak bir oyuncu bulma yoluna gitmeli. Çünkü elinde 3 tane iyi ve oynamaya alışkın stoper var. Bu oyuncuları kesmek çok mümkün değilken bir de 4. üst düzey stoper alınırsa takım içinde sıkıntılar yaşanabilir.
4- Kaleci konusundaysa Fabiano’nun geçen sezonki performansından sonra tekrar kiralanmasını çok anlamsız buldum. Özellikle bir de bu sezon Volkan’ın yaşadığı ameliyattan ötürü performans düşüklüğü yaşaması muhtemel gözüküyor. Fabiano’ya çok daha ihtiyaç duyulacak ancak Fabiano güven vermiyor.
Galatasaray
Galatasaray yönetimi göreve geldiği günden itibaren futbola ne kadar uzak olduklarını bizlere birçok örnekle gösterdiler. Hala da devam ediyorlar. Geçtiğimiz sezon Dursun Özbek daha sezon bitmeden yeni teknik direktörü açıklayacaklarını, birkaç adayları olduğunu ve görüştüklerini söylemişti. Başkan hocayı verdiği tarihten yaklaşık 2 ay sonra açıkladı, tam transfer döneminin ortasında. O zamana kadar kimin futbol aklıyla hamleler yaptıkları ise muamma.
Başlayalım maddeleri sıralamaya.
1- Parası olmayan yönetim elde 5 stoperi varken ( Chedjou, Semih, Hakan, Donk, Koray ) 6. stoper Serdar Aziz’e 4.5 milyon Euro + 3 oyuncu verdi. Bu bir transfer başarısı mı, başarısızlığı mı kararı size bırakıyorum. Serdar Aziz bu piyasada bu parayı eder ancak Galatasaray şartlarında doğru bir hamle miydi ?
2- Ne Carole, Olcan ikilisi ne de Sabri, Linnes ikilisi bugün için Galatasaray gibi büyük bir takımın bekleri için yeterli değiller. Ama eldeki imkanlar dahilinde önümüzdeki sezon Avrupa olmaması da düşünülürse kullanılabilirler.
3- Genç yaşta 6.5 milyon euro’ya alınan Telles’in olgunlaşıp bir de İnter macerası geçirdikten sonra aynı paraya satılması da hiç de doğru bir transfer olarak gözükmüyor. Ki Roma’da oynamayan Salih Uçan’ın şimdiki halini görünce Telles konusu daha da hayal kırıklığı oldu. Birkaç sezon sonra Porto 15-20 milyonlara Telles’i satarsa o zaman bugünün yöneticilerini alkışlarız.
4- En az 1 çok iyi forvet ve 1 de forvet yedeği alınmak zorunda. Umut’a güvenerek bir sezona daha başlanamaz. Ayrıca Galatasaray eğer sağlam bir ön libero bulamazsa önümüzdeki sezonda gol yeme rekorları kıracaktır. Çünkü bu yumuşak orta saha bir tandem arıyor. Bulamazlarsa hocanın işi çok zor. Sezon başlamasına 2-3 hafta kala hala transfer yapılamaması da içler acısı.
5- Her şeye rağmen Galatasaray’ın Bruma, Sinan gibi heyecan uyandırıcı oyuncuları Muslera, Sneijder, Selçuk, Podolski gibi kaliteli ayakları var. Bu takım bahsettiğimiz 2-3 transfer ile gelecek sezonun en güçlü şampiyonluk adaylarından olmaya aday.
Önümüzdeki günlerde incelemelere devam edeceğiz.
