Düğün gününe kadar olan hazırlıklar aslında evlilikleri bitiriyor. Neden mi?
Eskiden çiftler evlenince baba evinde kalırdı. Durum böyle olunca da buzdolabı, televizyon gibi ürünlere ihtiyaç yoktu. Aileler, aynı evde kaldıkları için kiranın ödemesi gibi bir dertleri de olmazdı ve böylece düğün masrafları şimdiye oranla çok da önem arz etmezdi. Psikolojik olarak aile üyeleri, sorunların çözümü için hep birlikte hareket ederdi. Bireyselleşme beraberinde sorumluluk bilincini geliştirmiş; fakat sorunların ağırlığını taşıyan hedef kitle daraldıkça sorunlar ağırlaşmış, çözümü daha da zorlaşmıştır. Doğru algılayabilmek için: Geniş aile içinde kalınmamalı, ama toplumun aile kurma ile ile ilgili olan algıları değişmelidir.
*
Unutmadan bazı yerlerde başlık parası gibi bir durum da var. Ve bu çoğunlukla Doğu Bölgelerimizde yaygın, fakat bu zamanla gitgide azalıyor. Başlık parası düğün masraflarını arttırmaktadır, bu da düğünü kabusa çeviren bir diğer etmendir. Evlenecek olan çiftler için kültürlerin değişmesinin tek olumlu tarafı bu işte bu noktadır.
*
Kültür değişti, çiftler artık geniş aileden ayrılarak ayrı evlere çıktılar. Bu ve buna benzer sebeplerden ötürü, birçok masrafın karşılanması için düğün zamanına yakın bankadan çekilen krediler zorunlu hale geldi. Çiftler bu kredileri ödemek için belki de onlarca yıl çalışacaklar. “Bunlar alınmalı, olmazsa olmaz” dediğimiz birçok maddi unsur ödemeleri arttırdı. Düğünler içinden çıkılamaz oldu ve borç batağına sürükledik ya da sürüklendik.
*
Çiftler için aylar geçiyor, yıllar geçiyor, çocuk doğuyor, çocuk okula gidiyor, yine borç yine borç. Ve borç hiç bitmiyor. Artık borçlardan yorulan çekirdek ailede, haliyle huzursuzluk baş gösteriyor. Borçlar yüzünden değil, ama farkında olmadan borçlar yüzünden.
*
Evlilikler başlarken, en başından hatalı şartlarda başlıyor. Sonrasında ‘’evliliğim bitmesin’’ denilerek katlanılacak bir olguymuş gözüyle bakılıyor ya da boşanmayla sonuçlanan olaylar dizisi meydana geliyor. Çok vahim olan bir diğer nokta ise zaman zaman da kadın cinayetleri…
*
Psikolog deyince aklımıza gelen ilk cümle şudur “çocukluğunuza inmemiz lazım’’. İşte tam da değinmek istediğim nokta bu “çocukluk”. Evdeki huzursuzluk çocuklara yansıyor, sağlıklı bir kişilik gelişiminden ve normal bir psikolojiden uzak kalıyor çocuklar. Bu durum, çocukların birçoğunda travmalara ve hatta gelecekte kuracakları yeni yuvalara umutsuz gözlerle bakmalarına neden oluyor. Çevrenizde birçok örnek görmüş olabilirsiniz.
*
Devlet kurumları da bunun farkına varmış olacak ki, bundan bir ay önce Tatvan Belediyesi, ilçedeki ileri gelenlerin toplandığı bir yemekte bu durum konuşuldu. Toplumsal beklentilerimizin ve düğün masraflarının yeni evlenecek olan çiftlere etkileri hakkında, belediye tarafından halka bilgilendirmelerde bulunuldu. Umarız bu, farkındalığın ilk adımı olarak kalmayıp geniş kitlelere anlatılarak yaygınlık kazanır.
*
Kısacası banka borçları ve evlendikleri gün omuzlarına yüklediğimiz o ağır maddi yükleri kaldıramıyor yuvalar. Kurulduğu gün, farkında olmadan yıkıyoruz ve yıkılıyoruz aslında.
Fotoğraf: http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2015/03/17/fft99_mf5418040.Jpeg