Karanlıktan aydınlığa “15 Temmuz”

Bir akşam karanlığında TSK tarafından yönetime el konduğu söylenen, TRT’den okutulan bir bildiri ile başladı her şey. Sözde düzen bozulmuş ve asayiş kalmamıştı ülkede. Dışarı çıkma yasağı ise yapılan işin raconuydu. Böylece herkes evine kapanacak ve kaderine razı olacaktı. Ama olmadı!

Bu akşam karanlığını kendine ışık addeden millet, başkasının yazdığı kadere razı gelmek yerine, kendi kaderini yazmaya karar verdi sala ve ezanlarla. Varoluşunda gizli hürriyet aşkını, yüce bir coşku ile fışkırırcasına serpti yollara.  Hürriyet aşkının ışığı, geceyi gündüz gibi aydınlattığında, bu hareketi beklemeyenler, beklenmedik bir telaşa kapıldı kenarda.

Adı darbe, Arapça olmasına karşın dindar olmayan bir kelime. Zorla ele geçirmenin adı, musibet ve belâ bunun tanımı. Gücün, askeri kanadı. Tecavüzü meşrulaştıran kavramların başı.

Zorla devralınacak yönetimin, silah korkusu ile ezilen bir milletin, tecavüzü meşrulaştıran bu musibet kavramın karşısında; yüzlercesi gözünü kırpmadan kurşunlara hedef etti bedenini, tankların ve uçakların önüne set yaptı kendini.

Hatta kulaklarımda çınlıyor bir yiğidin  “bir kere öleceksin, başka ölüm yok” sözleri.

Allah, vatan ve millet adına korkusuzca bir mücadele ile dik durdular karanlığa. Ölümü göze alan, samimi bir inançla, tek vücut oldular darbe karşısında. “ya bağımsızlık ya ölüm” şuurunu, davranışları ile haykırırcasına gösterdiler tüm dünyaya.

Böylece, bir ihtilalin isyana dönüşen resmi çizildi tarihin en derin sayfalarına. Birlik ve beraberliğin karanlığı aydınlığa dönüştüren gücü çıktı ortaya.

 

Son Yazılar

Yaşamak ve Yaşatmak. Biri, Araştırmak ve Öğrenmek. Diğeri, Bilmek ve Yazmak.