Sporun küreselleşmeye birçok açıdan katkısı olduğunu söylemek mümkündür. Bu başlık altında müzik ya da sinema gibi evrensel etkiye sahip alanlardan bile daha büyük gücü bulunan sporun küreselleşme sürecine olan katkılarını genel yapı, nicelik ve rekabet olarak üç temel kısımda açıklamaya çalışacağım. Küreselleşmeyi kabaca tüm dünya üzerinde geçerli maddi ve manevi tek bir kültürün oluşması şeklinde tanımlayacak olursak spor, müzik ya da sinema oluşan bu kültürün en önemli bileşenlerinden üçü olarak görülebilir. Ancak spor, sinema ve müzikten de bir adım öndedir. Aşağıdaki alt başlıklarda da bu durumun gerekçelerini ifade edeceğim.
Genel Yapı
1900’lü yılların başında ile profesyonelleşen spor etkinlikleri bu süreç içerisinde öyle dizayn edilmiştir ki küreselleşmenin amaçları için adeta biçilmiş kaftan olmuştur. Küreselleşme toplumlara empoze etmeye çalıştığı ürün ya da fikirleri devasa spor organizasyonları sayesinde kolayca aktarabilme fırsatı bulur. Bu kolaylığın en temel sebebi sporun müzik ya da sinemadan çok daha evrensel bir yapıda olmasıdır. Bu iddia şu şekilde savunulabilir: Söz konusu spor olduğunda kültür farkı ortadan kalkar. Müzik ve sinemada popüler kültür eliyle ortak bir algı oluşturulmaya çalışılsa da hala müzik zevkleri ya da sinema alışkanlığı toplumdan topluma farklılık gösterir. Ancak futbol ya da basketbol her yerde aynı şekilde oynanır. Ekranın karşısına geçen iki insan dilleri, dinleri, sosyo-ekonomik durumları, toplumlarındaki değer yargıları ve toplumsal normları ne olursa olsun aynı maçı izleyip aynı hazzı duyabilirler.Sporun elindeki küreselleşmeye hizmet edebilme avantajı sadece yukarıda anlattığımız durumla sınırlı değildir. Spor organizasyonları öyle bir yapıdadır ki bir spor organizasyonunun tüm aşamaları küreselleşmenin yararına düzenlenmiştir.
* 2015 senesindeki Amerikan Futbol Ligi Finali (Super Bowl) gıdadan teknolojiye birçok sektörü etkileyen Super Bowl, sadece 1 gecede 20 milyar dolarlık ekonomik etki yarattı. İzleyici sayısı bakımından futbol, kriket ve olimpiyatların gerisinde kalan Super Bowl, yarattığı ekonomik etki bakımından rakiplerine adeta fark attı. Amerika’da perakende sektörünü canlandıran final maçında teknolojiden gıdaya birçok sektörde hareketlilik yaşandı. Maç gecesi 1.2 milyar adet tavuk kanadı tüketildiği belirtilirken, 12.5 milyon adet pizza sipariş edildiği açıklandı.
Bunun gibi bir organizasyonda Amerika pazarına açılıp ismini tanıtmak isteyen bir Asya firması düşünelim. Bu denli kısa bir sürede ve bunca insana ulaşabileceği daha iyi bir reklam fırsatı yakalayabilir mi? Ayrıca bu noktada bir ayrıntı daha var. O organizasyonda verdiğiniz reklamın etkisi herhangi bir caddedeki otobüs durağında yakalayacağınız etkiden çok daha büyük olacaktır. Çünkü insanların yüksek derecede adrenalin salgılayarak pür dikkat izledikleri bir anın bilinçaltındaki etkisi otobüs bekledikleri andan çok daha büyüktür.
Bu aynı zamanda sadece ekonomik temelli bir etki değildir. Küreselleşmenin arzu ettiği bir fikir ya da dünya üzerinde etkin kılmayı hedeflediği bir algı spor kanalıyla rahatlıkla insanlara ulaştırılabilir. Her ülkeden insanın izlediği Dünya Kupası gibi bir organizasyonda sporun sağladığı her türlü imkan kullanılarak oldukça etkili propagandalar yapılabilir. Günümüzde profesyonel spordan söz ettiğimiz her an aynı zamanda medyadan ve ekonomiden de söz etmiş olmaktayız. Bu bağlantı küreselleşmenin etkisini hem güçlendirmekte hem de spor üzerinden ulaşılabilirliği arttırmaktadır.
Rekabet ve nicelik başlıklarını açacağım yazının ikinci kısmında görüşmek üzere.
* http://www.hurriyet.com.tr/super-bowlun-galibi-abd-ekonomisi-28092319
Fotoğraf: https://pixabay.com/get/ea33b8062ff11c22d9584518a33219c8b66ae3d110b7164792f6c07a/grass-369975_1920.jpg?attachment