Çal Keke Çal!

Büyüklerimiz şöyle der “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.”

ÇUVALDIZ

Müzik ve Matematik evrensel bir dildir. Çünkü notalar ve sayılar evrenseldir. Evrensellik derken ülkelerden sıyrılmış Dünya gezegeninde geçerli bir evrensellik anlayışından bahsetmiyorum, tüm kâinatta geçerli olan bir evrensellik bu… 

Bugün uzaylılar dünyaya gelse onlarla bu iki dilden biriyle iletişim kurmak zorundayız.

+
Birçok bilim dalı ve bilgiler Avrupa sömürüsüne maruz kalmıştır. Örnek vermek gerekirse Pi sayısı Hindistanlılar tarafından 1500 yıl önce bulunmasına rağmen biz 1700’lü yıllarda Avrupa’da bulunduğunu sanırız.

Birçok örnek sayılabilir.

+

İslam âlimlerinin ürettiği bilgiler de (astronomi, felsefe, matematik…) Avrupa sömürüsüne maruz kalmıştır.

Kültürel hegemonya konusunda Hollywood filmlerine girmiyorum bile.

+

Neden Avrupa kıtası dünyanın üst tarafında Kuzey Yarım Küre’de yer aldığını, Güney Yarım Küre’nin neden altta olduğunu merak ettiniz mi? GYK de haritalarda üstte olabilirdi.
-Dünya’nın merkezi yer çekiminden dolayı alt üst denen bir şey yoktur. Kısaca “üstte olmak, ilerde olmaktır’’ şeklinde bize üstünlük göstergesi olarak empoze edilir. Bu nedenle Avrupa’nın bulunduğu kıta haritalarda üstte yer alır.

+

Nikola Tesla’yı çoğu kişi bilmez. Ama Thomas Edison’u birçoğumuz biliriz. Örneğin günümüzde kullandığımız alternatif akım (AC) Tesla’ya aittir. 

Nikola Tesla Dünya atmosferini kullanarak ücretsiz elektriği Tesla Bobinleri ile başararak bize gösterdi. Düşünsenize kablo falan yok ve ücretsiz…

Batılı ülkelerde de başkalarının bilgisine tabiri caiz “üzerine konma” davranışı gösteren insanlar görülmektedir. Bunlardan biri de Thomas Edison.
Durum böyle olunca kültürlerin sömürüsü ülkesel değil insani bir ayıptır.

+

Batı’yı eleştirmek kolaydır. Eminim ki hepimizin çok sinir olduğu bir konudur bu kültürel sömürü düzeni.

Çuvaldızı batırdığımıza göre iğneye geldi sıra. Öz eleştiri yapalım mı?

İĞNE

Her hangi bir şarkıda sözleri anlamamıza gerek yoktur. Notalar ile birleşen sözler siz farkında olmadan evrensel olan o müziksel dilden size duyguyu hissettirir.

+

Belki biliyorsunuzdur veya bilmiyorsanız da cevaplamış oluruz. Kürtçe şarkıların neden hüzün dolu olduğunu ‘’çok zorluklar yaşayan bir millettir ve duygularını sözlü gelenek ile şarkılara yansıtmıştır’’ şeklinde cevaplayabiliriz.

+

Kürt sözlü geleneğinin ezgileri ve şarkı sözleri çalınıyor. Şarkı sözleri çevrilerek de yeni bir parçaymış gibi sunuluyor. .

En son örneklerinden biri Rock şarkıcısı Kıraç, Kürtçe ‘Lê Xanimê’, diğer adıyla ‘Dêra Sorê’ şarkısının Türkçe’ye çevrilmiş, yayınlayarak okuyup albümünde yer verdiği ortaya çıktı.

Sosyal medyada @SerhadLord adlı kullanıcı bu konuya dikkat çekiyor. Karşılaştırmalı videolarla izleyebilirsiniz. 

Aryen haberin bilgilerini de okumakta yarar var.

Bir kültürün ezgilerini, şarkı sözlerini; müziğini çalmakta nedir? Ne bileyim, al eline bağlama çal, gitar çal, keman çal ama bir kültürün var olan müziklerini çalma.

+

Bak ne güzel demiş Nâzım Hikmet Ran:

En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür… 


”En güzel müzik henüz keşfedilmemiş olandır.” (Bunu da ilave etmek güzel olur.) 

+

Bu tarz davranışlarda bulunan, kendisini hak hukuk ile özdeşleştiren sanatçılara diyeceğimizi dedik. Fikir ve sanat eserleri hakkı olmadığından…
O zaman vursun davullar, oynasın halaylar “çal keke çal.”

Son Yazılar

Ümit Burgu Yazar:

Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümünden 2015 yılında mezun oldu. Aynı yıl 9 Eylül Üniversitesinde Pedagojik Formasyon eğitimini aldı. Şu anda Coğrafya Öğretmeni olarak çalışmakta.