Yaz aylarında Türkiye Voleybol Federasyonu “Voleybolda Atak” isimli bir lansman toplantısı düzenlemiş ve burada ülke voleybolunun marka değerini artırmaya yönelik yapılacaklara dair açıklamalarla bir yol haritası çizmişti. Bunlardan birisi liglerin ve Türkiye Kupası’nın isim değişikliğini içeriyordu. Lig isimleri tamam ama Türkiye Kupası’nın adı “Kupa Voley” olarak değiştirildiğinde içinde ülkenin ismini barındıran bir organizasyona neden böyle bir isim verildiğini ilk anda anlamamış idim ancak sonra kupa statüsüne vakıf olunca gördüm ki değişen şey sadece ad değilmiş. Statünün problemi şu; önceden ligler başlamadan kupanın ilk aşamasında eski adlarıyla 1. ve 2. Lig takımlarının karşılaştıkları grup maçları oynanırdı. Buna karşın artık sadece Efeler ve Sultanlar Ligi’ndeki takımların katılımıyla oynanacak olan kupa maçları olacak. Yani hiçbir şekilde Efeler Ligi’nden bir takım alt ligden bir ekiple oynamayacak çünkü alt liglerin takımları dahil edilmedi kupaya. Dolayısıyla Türkiye’nin kupası değil o zaman ismin değişmesi de mantıklı olmuş. Bu noktadan sonra güzelim kupayı naçizane “erozyona uğramış müsabakalar bütünü” olarak nitelendiriyorum.
Madem kupa ulusal organizasyon olma özelliğini yitirdi öyleyse neden oynanıyor ki? Hele de milli birlik beraberliğe bu derece muhtaç olduğumuz günlerde nasıl bu fırsat değerlendirilmez? Bakın sezon sonunda milli takım takviminin yoğun olması nedeniyle lig zaten alelacele oynanıyor. Haklı sebepler olduğu için buna itiraz etme şansımız pek yok fakat bu sıkışıklığa neden aynı takımlar arasında oynanacak olan birkaç maç daha ekleniyor ki diye sormak lazım diye düşünüyorum. En azından sadece alt liglerdeki takımlar aralarında oynayıp sonraki aşamaya sembolik olarak 4 ekip falan gönderseydi. Yahu adalet yok burada her şeyden önce Türkiye’nin kupasına alternatif olarak düzenlense de onun muadili değil. Kadrolarının tamamı voleybolun geleceğine teminat sıfatındaki gençlerden kurulmuş pilot takımlar, küçük şehirlerin en önemli sosyal aktivitelerini ve dahi umutlarını temsil eden takımlar var. Ne olurdu voleybolun bu renkleri dünya çapında yıldız oyunculara karşı birkaç maç yapsa? Fenerbahçe Bingöl’de, koca Arkas ufak Niksar’da hayranlık uyandırsa ve birçok çocuğa özenme sebebi olsa? Voleybolun gençliği ve taşranın sevinci olanlar önemsenmezse olimpiyata da gitsen Dünya Kulüpler Şampiyonası’ndan kupayla da dönsen kıymetli olmaz. Ben spor birleştirici unsur olsun, umut olsun istiyorum, yoksa beşi bir yerde gibi madalya koleksiyonları manasız kalır. Şimdi sayfalarca yazasım var lakin malumunuz köşe yazısı da belli bir hacimde kalmalı.
Sonuç olarak taşına toprağına kurban olduğum memleketimdeki kronik “-mış gibi yapma” hastalığımız maalesef burada da nükset(miş) oluyor. Eh işte oynadık bir kupa yetinelim bununla hissiyatı olacak insanlarda. Mevcut statü içerisinde kupanın kendi otomatik olarak anlamsız bir duruma düşmüş çünkü. Sosyal medyada fenomen olan Adanalı gaspçı olarak tanıdığımız vatandaşın sorulara yine sorularla karşılık vermesi kadar anlamsız yani. Mevzu sulansın istemiyorum ama cidden öyle: Bu konuda bişeyler sorsak ilk cevabı başlıktaki gibi “Kupa mı Voley?” olurdu sanırım. Niye mi düzenledim kupayı? Alt liglerden takım mı yok? Kim diyor ulusal değil diye? Buna benzer cümleler türeterek de bir benzerlik kurulabilir.
Niye mi yazdım bu yazıyı? Kimseye mi anlatamıyorum?..