Freud ve Eşcinsellik

Çoğu psikolog ve psikiyatriste göre eşcinsellik kavramı, uzun yıllar boyunca bir hastalık olarak görülmüş ve çoğu eşcinsel, bu durumdan ötürü deneylere ve tedavi yöntemlerine maruz kalmıştır. Fakat bazı bilim adamlarına göre eşcinsellik bir hastalığın ötesinde bir durumdu. Bu görüşü savunanlardan biri de asıl alanı nöroloji olan Doktor Sigmund Freud’du.

Sigmund Freud, gençliğinin ilk yıllarında büyük bir başarı elde etti ve yüzlerce vaka ile karşılaştı. Fakat onun ilgisini çeken konu kadınlardaki histeri nöbetleriydi. Bu şekilde özellikle cinsellik üzerine yoğunlaşmaya başladı.

1919 yılında ailesinin ricası tarafından eşcinsel olduğu iddiasıyla Freud’a genç bir kız getirildi. Genç kız kendisinden birkaç yaş büyük bir kadına ilgi duyuyordu. Kadından beklediği ilgiyi göremeyen genç kız, birçok kez intihar girişiminde bulunmuştu. Freud’un kızın iyileşeceği hususunda şüpheleri vardı. Eşcinsellik, tedavi edilebilir ve tedavi edilmesi arzu edilen bir hastalık mıydı? Freud’un kafası bu konuda çok karışıktı.

Kaynak

 

 

 

 

 

 

Eşcinsellik konusunda araştırma yapmaya başladı ve bazı sonuçlara ulaştı. Hasta, çocukluğunda ödipal dönemden geçerken babasına olan sevgisini başka bir erkeğe karşı yönlendirememiş, böylece annesi ile rekabet duyguları içerisine girememişti, ona düşmanlık beslememişti. Ancak kendisini hayal kırıklığına uğratan bu aşka karşı şöyle bir tepki vermişti. Kendisini babasıyla özdeşleştirmiş ve böylece annesi ile arasındaki çekişmeyi çözmüştü. Bu durumdan ötürü şu an başka bir kadına karşı ilgi duyuyordu.

1935 yılında bir anne, oğlunun eşcinsel olabileceği şüphesi ile Freud’a bir mektup gönderdi. Freud’a göre insan, iki cinsiyete ilgi duyarak dünyaya gelir ve daha sonra bazı dönemlerden geçer. Freud, çocuğun annesine hem eşcinsellik hakkındaki düşüncelerini açıklar hem de bu konu hakkında anneye bazı tavsiyeler verir.  Bu mektup 1951 tarihinde American Journal of Psychiatry dergisinde yayınlanmıştır.

Kaynak

 

 

 

 

 

 

 

 

Mektupta yer alan cümlelerden bahsedilecek olursa Freud kadına neden eşcinsel demekten utandığını, bunun utanılacak bir şey olmadığını, bir hastalık olarak nitelenmediğinden söz eder. “Hastalıktan ziyade bir tür cinsel işlev olduğunu ve cinsel gelişimin belirli alanlarındaki ketlenmelerden kaynaklandığını düşünüyoruz. “ diye eklemiştir. Bunun yanı sıra gerek günümüzde gerekse eski zamanlarda eşcinselliğin yaygın olduğunu belirtmiştir.

Tedavi kısmında ise eşcinselliği tedavi etmeyi vaat etmemekle beraber çocuğun daha çok iç huzurunu sağlamaya yönelik tavsiyeler vermiştir.

Freud, bu alanla ilgilenen kendi dönemindeki birçok bilim adamına karşı gelmeyi bir şekilde başarmış, kalın ve altı çizili harflerle psikoloji dünyasına adını yazdırmıştır.

Kaynak

 

Kaynak:

Son Yazılar

27.04.1995- Mersin Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik son sınıf öğrencisi. Bunun yanısıra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrenimi görmekte. İlgi alanları başta kültür-sanat olmak üzere; çevre ve sağlık, insan psikolojisi ve sosyoloji; sürdürülebilir yaşam ve yeşilin her tonu. Şu an belli başlı dergilerde yazarlık; amatör olarak fotoğrafçılık yapmakta ve kendini diksiyon konusunda geliştirmeye çalışmaktadır.