Merhaba,
Bu gün neden bahsedelim, var mı önerisi olan?
Mutsuzluktan?
Adanmış bir hayatın başrol oyuncusu olduğunuzu bunca zaman sonra fark etmenizden mi?
‘’Bu ana kadar kendim için ne yaptım’’ sorusunu sormakta ne kadar geç kaldığınızı anlamış
ya da ‘’kendim için ne yaptım’’ sorusuna verecek cevabınız olmamasından mı?
Bu sorular genel anlamda evlenmiş ya da evlenmiş ayrılmışlara yönelik, sanırım bunu anladınız?
Yıllar sonra ne kadar yanlış seçim yaptığınızı mı fark ettiniz ve veren tarafın hep siz olduğu gerçeği gibi mesela?
Oysa ne güzel başlamıştı değil mi? Aşk, sevgi, saygı, paylaşım, çocuklar, anne babalar ve koca bir aile ya da daha küçük bir aile, her neyse.
Bir şeyleri fark ettiğinizde ha bugün ha yarın düzelir diyerek kaç yılınızı ziyan ettiğinizi fark etmenin dayanılmaz kahrıyla kaç yıl daha katlandınız buna? Hadi çocuklar büyüsün, askere gitsinler, evlensinler diyerek kaç yılınızı heba ettiniz?
Siz, sevdiklerinizin yani eşlerinizin elinden tutup yukarı çekmeye çalışırken, onların sizi aşağıya çekmekte ısrar etmesine ne kadar dayandınız?
Ve sırf sevginiz ya da çocuklarınız hatırına kaç olmaza sessiz kaldınız? Ya da sahipsizlik kavramıyla yüzleştiğinizde nasıl kahır ettiniz?
Oysa ne umutlarla başlamıştı her şey. Ama zaman içinde belki sevgiler, belki birliktelikler sona yaklaştı ama buna rağmen bir şeylerin hatırına sessiz kalmayı seçtiniz ta ki artık bıçak kemiğe dayanana kadar.
Ve kimsenin yarasını deşmeden ve özeline teğet geçmeden ben sonuca varmak istiyorum çünkü burada paylaşacağım ayrıntılar bazılarınızın o günleri yeniden hatırlamasına ve kanamasına neden olacaktır ve ben bunu istemiyorum.
Benim için önemli olan şey; geriye dönüp baktığınızda ”KENDİM İÇİN NE YAPTIM” sorusuna veremediğiniz yanıtlar ya da varsa bile ne kadar az olduğuyla ilgili.
Büyük olasılıkla hanımlar için konuşuyorum şunu dediniz : ‘’varsın olsun, çocuklarım benim en güzel varlıklarımdı, onlara can verdim ve ne çektimse de onların hatırınaydı’’ . Ve böyle teselli ettiniz kendinizi belki.
Ya da ”hayır, güzel şeyler de yaşadım aslında” diyebilirsiniz ama tüm bu güzel dediklerinizin aslında sizin katkılarınızla güzel olduğu gerçeğini hiçe saydığınızı ben biliyorum.
Oysa ‘’böyle olmamalıydı ve ne oldu da bu duruma geldik?’’ sorusunun yanıtını kendinize verdiğinizde yine hüzün yaşadınız çünkü veren taraf hep sizdiniz.
Yani, onca yıl yürütülen bu beraberlik yine sizin fedakarlığınızla yürümüştü ve artık kendiniz için bir şeyler yapmalıydınız ve yaptınız da.
Cesur olanlar, kendilerini küllerinden yeniden yarattılar çünkü ‘’kendin için ne yaptın?’’ sorusuna verilecek yanıtları olmalıydı.
Ve bu cevabı düşünmeye başladıklarında bunu en çok hak edenin de yine kendileri olduğunu buldular.
Ve yine ‘’kendim için ne yaptım?’’ sorusuna verilecek yanıtları olmayan insanların bulundukları durumu en iyi onlar bilirdi.
Bunu; ailelerine, tanıdıklarına, çevrelerine anlatmak ve kabul ettirmek zorundaydılar aksi halde bundan sonra yapacakları daha zor olacaktı.
Böyle de yaptılar ama bu, o çevrelerce pek de kabul görmedi çünkü alışılmış bir düzen vardı ve bunun bozulmasını istemiyorlardı.
Bu düzen bozulursa, onlar da ellerini taşın altına sokacaklardı mecburen ve suya sabuna dokunmak istemiyorlardı.
Buna rağmen kadın, ruhundaki o gücü kullanmaya kararlıydı ve yeniden küllerinden yaratmalıydı kendini ve öyle de yaptı.
Ve çok daha zor bir süreç başladı onun açısından ama kararlıydı kadın.
Çünkü hayatının değerli olduğunu ve yaşaması gerekenler olduğunu biliyordu artık.
Benim hedef kitlem bunu başarmış kadınlar değil tam tersi başaramamış kadınlar. Bu noktadan sonra söylemlerimin hedefi onlardır.
‘’Kendim için ne yaptım?’’ sorusuna verdiğiniz yanıtlar az ise bu birlikteliği sonlandırın. Başka bir hayatınız daha yok.
Duygu sömürüsüne kendinizi kapatmalı ve yanınızda olmak isteyenlerle yolunuzu yeniden çizerek kendiniz için bir şeyler yapmalısınız.
‘’Kendim için ne yaptım?’’ sorusuna mutlaka bir yanıtınız olmalı,yapın bunu ve yanıtlayın bu soruyu.
Sizler ruhen o kadar güçlüsünüz ki, bunun farkına varın artık ve yapmanız gerekeni yapın! Bitirin bu birlikteliği ve yanıt edinin kendinize!
‘’Kendim için ne yaptım?’’ sorusuna ‘’ en azından bir yanlışı sildim ’’ yanıtıyla başlayabilirsiniz. İnanın zor değil bu ve geç kalmayın bunu yapmakta.
Hayat o andan itibaren çok mu kolay olacak sizin için? Hayır olmayacak ama ne yaparsanız kendiniz için yapmış olacaksınız, bu nasıl? 🙂
Bence, vakit geçirmeden kalan hayatınız için yapmanız gerekeni yapın ve bunu ilk etapta kimseyle paylaşmayın.
Aksi halde, bu noktada sizi bundan caydırmak için çabaları olacaktır ve siz yine başladığınız yere döneceksiniz. ”Bu saatten sonra nereye gidebilirsin ki, kimin yanına sığarsın ki, eşinde ne buldun ki, başkasından ne bekleyebilirsin ki, erkek milleti işte, hepsi aynı’’ gibi söylemlerle sizi bundan caydırmak için bu tür ruha yürüme eylemlerine maruz kalacaksınız.Ama hiç biri de şunu diyemez belki: ’’ yap be yavrum, en azından denemiş olursun ve kim bilir belki de başarırsın ’’.
O nedenle, kesin bir eylem yapmadan önce kimseyle paylaşmayın bu durumu, öncelikle kendinizi sağlama almak adına yapmanız gerekenleri yapın ve akabinde konuşmanız gerekenlerle konuşun.
Şunu biliyorum ki, sizler bizleri bu durumlara getirmiş ve hala da bir yerlere taşıma telaşı ve heyecanıyla kendinizi ihmal etmişlersiniz ve o nedenle, bir o kadar daha değerlisiniz.Lütfen bu değerinizin farkında olmayanlarla değil, kendinizi değerli kılmak adına aslında kimseye gereksinim duymayacak kadar da öz güvenli varlıklar olduğunuzu haykırın!
Sevgim ve saygımla hanımlar ♥