İster kadın ister erkek olsun, kadınların giyiminden düşüncesine kadar karışma yetkisi hemen her insanda mevcut. Hatta bazıları karışma olayını abartarak hakaret edip, darp ediyor. Karşısındaki kadınla hiçbir bağı olmadığı halde bu yetki gücünü nereden ve nasıl aldıkları ise henüz muamma. Bu gizi çözmek için bir heyet kurulmasını öneriyorum. Bu türe özgü insanlar toplatılsın ve sorguya çekilsin. Kadına karışma hakkını nereden temin ediyorlar, arkalarında kim var, örgütler mi, liderleri kim?
Caydırıcı olur mu, işe yarar mı yaramaz mı, denemeden bilemeyiz. Tatlı dilden, her insan anlamıyor. Kimisine anladığı dilden konuşmak lazım. Yaşanılan vahşet karşısında sakin kalamıyorum. Şort giydiği için bir kadına hakaret savurarak onu darp etmek nasıl bir gözü dönmüşlüktür? Hem de halk otobüsünde. Olayın asıl felaket kısmı ise otobüstekilerin bu vahşet karşısında sessiz kalması. Onca insanın arasından sadece 3 genç müdahale ediyor fakat adam iri olduğu için gençleri deviriyor. Geri kalanlar ise seyrediyor. Yaşadığı travmadan sonra sürekli kabus gören genç kız, korkudan dışarıya çıkamadığını söylerken gözleri doluyor. Sessiz kalan insanlara sitem ediyor ve şoförü şikayet edeceğini söylüyor. Gözlerimin önünde bir insan hakarete uğrayacak, hem de ne giydiği gibi saçma bir sebep yüzünden ve ben de oturup izleyeceğim, öyle mi? Hadi bunu yapan insanlıktan nasibini alamamış bir mahlûk, ya bu duruma seyirci kalanlar; hepiniz mi vicdan yoksunusunuz?
Gerçi kadına karşı yapılan bu edepsizlik ilk değil ve maalesef son da olmayacak. Yanı başında bir insan, kadın veya erkek olsun, hakarete uğrayıp darp edilirken 21. Yy’da bile sessiz kalan insanların yaşıyor olduğunu görmek büyük bir hayal kırıklığı. Nedir bu kadınların çektiği zulüm, neden, niçin? Otobüsteki kadına hakaret eden insan dışı mahlûk ne diyor biliyor musunuz: “Sen şeytansın.” Erkek tecavüz eder, öldürür, taciz eder, hakaret eder, darp eder ama şeytan kadın olur. Bu kadının insanlardan çektiği zulüm yetmedi mi? Bırakın karşı cinsi, kadın hemcinsi tarafından da mağdur. Hiçbir ırk, cins, tür kadın milleti kadar zulme maruz kalmamıştır. Her dönemde karşımıza çıkıyor. Bunun gelişmişlikle alakası olmadığını gelişmiş toplumlarda da yaşanmasından anlıyoruz. Ha bizdeki kadar sık değil belki ama öyle ya da böyle kadın hep mağdur.
‘Orada bir başörtülü olsaydı otobüs şoförünü bile işten atarlardı’ gibi söylemler de üzüyor insanı. Niye hala anlayamamakta bu kadar ısrarcısınız anlayamıyorum ki. Mesele başı örtülü başı açık olmamalı. Orada bir kadın, bir insan mağdur ediliyor. Ve buna her ne sebepten olursa olsun göz yumanların insanlığa sığmayan hallerini tartışmamız gerekirken, meseleyi her seferinde başı örtülü başı açık muhabbetine getiren insanların bilerek ve isteyerek ayrımcılık yaptıklarını düşünüyorum. Başın açık da olsa, kapalı da olsa, şort da giysen, etek de giysen, çarşaf da giysen kadınsan öyle veya böyle haksızlığa maruz kalıyorsun. Kadınlar yeterince seslerini duyuramadıkları için devam ediyor bu zulüm. Yeterince haklarını savunamadıkları için. Susturuldukları için.
Gülse Birsel’in 31 Ağustosta kaleme aldığı yazısından alıntıladığım şu kısım düşüncelerime tercüman niteliğinde: “Yıllardır aynı şeyi düşünüyorum. Başörtülü- başı açık çatışması dev bir balondur, altı boştur, gerçek hayatta karşılığı yoktur. Aksini savunanlar ve özellikle hem hayatta hem internet ortamında aksi durumu pompalayanlara şüpheyle bakarım. Trol veya bu çatışmadan çıkar devşirecek karışık tipler olduklarını düşünürüm. Bizi böyle önyargılı, böyle birbirinden çekinir hale getiren, aynı fotoğrafta birlikte gülümsememizi yıllarca engelleyen siyasetçiler, inşallah geceleri rahat uyumuyorsunuzdur!”
Son olarak diyorum ki: Kadınlara her ne sebepten olursa olsun zulmedenler ve bu zulme seyirci kalanlar, inşallah geceleri rahat uyumuyorsunuzdur!
Fotoğraf Kaynağı: http://t24.com.tr/haber/sort-giydigi-icin-dovulen-aysegul-terziye-sosyal-medyadan-destek-sessiz-kalmak-suca-ortak-olmaktir