Merkezi bir yerde olması ile ilgilenmiyorum. Orada gösterilen film, tiyatro, konserler oranın nasıl bir yer olduğu hakkında yeteri kadar bilgi veriyor. Deniz manzaralı olduğu için ya da yemekleri çok güzel olduğu için orayı tercih etmiyorlar. Başka bir sebebi var. Mekan sahibi nereden bilebilirdi ki herkesin boğazına mısır gevreği kaçıp öleceklerini… Bunu kimse bilemez. Bunu sende bilemezsin. O yüzden buraya nasıl geldiğimizi ve önümüzde duran bu yeşil sebzeli yemeği nasıl yiyeceğimizi düşünelim. Çünkü artık gitmek istiyorum. En azından oturmak istemiyorum. Tamam, sen sevmiş olabilirsin ama gene de senin de benimle gelmeni istiyorum. Senin de bu aptal yemeği yemediğine göre sende benimle aynı fikirdesin. Seninle daha önce çok kez ağladık. Ama her defasında seninki daha uzun sürüyor. Benim de çişim. Biliyorum. Bunu söyleme artık. Bir keresinde seninle kahvaltı yaptığımız yerde, birden sandalyen çatlayıp kara deliğe düşmüştün. Ne kadar korkunçtu! Mekan sahibi seni oradan çıkarmak için çok fazla müşteri almak zorunda kalmıştı. Gökyüzü aşağıya inmişti ve ondan çok fazla azar işitmiştim. Benim hiçbir suçum yoktu. Ama bilirsin ki gökyüzü bana patron gibi davranmasını çok iyi bilir. Bazen yağmur kadar acımasız olmak istiyorum. Hiç kimseyi dinlemeden yağıyor, her yere… Kimsenin sesi çıkmıyor. Çıksa gök patlıyor. Herkes kabuğuna çekiliyor. İşte ben artık kabuğuma çekilmekte istemiyorum. Buna engel olamaz mıyım? Hani biz bizim düşüncemize, bizim zihniyetimize ters düşen şeylere karşı gelecektik? Ne zaman bundan vazgeçmeye başladık? Öyle istediğimiz zaman gök patlatıcının yanına çıkamayız ki. Haklısın. Korkuyorum işte! Benim sadece ağzım iyi laf yapıyor. Onun dışında ben konuşurum. Bence korkmakta bir devrim ve ben devrimlerden çok korkarım. Yapmaya çalıştığımız devrim ya bir devrim değilse diye düşünmekten çok korkarım. Şüpheler beni öldürür. Hayatımın geri kalanını şüphe dolu olarak geçirdiğimizi düşünsene… Rahatsız!
Yeşil sebzeli yemek istemiyorum. Dağın tepesine çıkalım mı? Oradan bulutlara geçeriz. Uzun zamandır oradan kendimizi aşağıya atmıyoruz.
