Bir gün güzel bir dünyaya uyanmanın hayaliyle her gece gözlerimi kapatıyorum.
7 milyar yıllık dünya tarihinde ve 6 bin yıllık insanlık tarihinde milyarlarca insan yaşadı, kocaman evrende içinde bulunan minik mavi nokta gezenimizde.
İlk çağlarda insan ömrü sadece 20 yıl ile sınırlıyken sonraları 70 – 80 yıla kadar çıktı. Hatta dünya da yüz yaşına kadar yaşayan insanların sayısı azımsanamayacak kadar çok.
Peki, ama hangisi daha kıymetli.
İlk çağlarda 20 yıl yaşayan ama yaptığı en basit bir çömlek dünyanın en büyük müzelerinde sergilenen insan mı?
Yoksa yüz yıl yaşamış ama bir çömlek dahi bırakamadan ömrünü tamamlamış insan mı?
Bu dünya da bir şeyleri değiştiremeyip , basit de olsa bir fikir dahi bırakamadan göçüp gitmek insanı çıldırtan bir sorun olmuş hep.
Peki ben bugün on yıl önce ölen komşumun adını hatırlamazken neden 450 yıl önce engizisyonda işkenceler içinde ölen Galileo’yu hatırlıyorum.
İşkenceyle öldüğü için mi?
Yoksa bir düşünce ortaya atıp onu canı pahasına savunduğu için mi?
Galileo dünya düzdür deseydi ne değişecekti sanki dünya da, dünya düz mü olacaktı?
Elbette hayır. Belki vazgeçse ‘’evet dünya düzdür ‘’ deseydi işkenceden kurtulup 20 yıl daha yaşayıp normal insanlar gibi ölebilirdi. Ama biz bugün ne Galileo’yu ne de onun hikâyesini biliyor olmazdık ve o da herkes gibi sıradan bir ölü olurdu.
İnsanın nasıl öldüğü nasıl yaşadığından daha önemlidir. Bu Dünya’ya hiç bir şey vermeden bir koyun gibi bir papatya gibi yaşayıp gitmenin ne insana ne de insanlığa hiçbir faydası olmadığı gibi ömrü veren elbet bunun hesabını soracaktır. Belki koyundan ya da papatyadan sormayacak ama insan soracak (!)
Fikri olmayan, yorulmasın diye beynini kullanmadan hazır düşünce kalıplarıyla ve fikirlerle yaşayan ve bu hazır kalıpların kölesi olan insandan çok daha fonksiyonel olan robotların varlığı üzücü bir gerçek.
Henüz düşünebiliyorken , kalıp fikirlerin kölesi olmak yerine kendi fikirlerinizi savunmayı tavsiye ederim.
Günümüz dünyasında ve özellikle coğrafyamızda insanlar bir kurtarıcı ve etrafında birleşeceği bir lider arıyorlar.
Lakin insanları kurtaracak olan kendi idealleri ve fikirleridir.
Kendi ideallerimize ve fikirlilerimize bağlanmadıkça ve bu fikirlerimiz uğruna bedel ödemeye razı olmadıkça kimse bizi kurtaramaz.
Bir gün güzel bir dünyaya uyanmanın da bir bedeli var.