Özgürlük nedir?
Aslında cevabı bize basit gelen, ilkokul 2. sınıftan beri anlamını bildiğimizi zannettiğimiz bir kavramdır özgürlük. Bize ve genel olarak toplumumuza yansıtılan özgürlük görüşü “bir bireyin başka bir bireyin haklarını ihlal etmeden fikir belirtme sanatıdır.” Peki özgürlük sadece hak ihlal edip etmemek ile mi alakalıdır? Diyelim öyle; bu özgürlüğü tüm çıplaklık ve açık seçikliği ile ortaya koyar mı? Cevap net bir hayır. Özgürlük, yalnızca birbirimizin haklarına sahip çıkmak gibi dar bir mecraya indirgenemez; bu, koca bir okyanusu küçük bir şişeye sığdırmaya çalışmaktan farksızdır.
Peki özgürlük nedir gerçekte?
Bu soruya yüzyıllardır farklı tanımlar yapılır. Descartes’e göre özgürlük akıl ile doğru yolu bulmak, Kant’a göre insanın kendi iradesi ile ahlak yasalarına uyması, Nietzsche’ye göre insanın kendi iradesi ile kendi değerlerini belirlemesi, Dostoyevski’ye göre insanın sadece aklı ile değil iç duyguları ile de karar almasıdır. Bana göre ise özgürlük, hayatın bize sunduğu seçenekler arasından en mantıklı olanı aklın ile bulup tercih etmektir. Buna somut bir örnek verirsem; diyelim elimizde bir su şişesi var, biz bu şişeyi götürüp bir arkadaşımızın önüne koyduk. Artık ister o şişeyi atsın ister kullansın; bundan sonrası onun tercihi.
Peki insan bu tanımlara göre özgür müdür?
Tam olarak değildir. İnsan yaptığı yanlışa göre kendi özgürlük açısını belirler. Goethe’nin dediği gibi: “Özgür olmadıkları halde kendini özgür sananlar en büyük esirlerdir.” İşte bu insanlar kendi tanımını yapmayıp toplum tarafından dayatılanı kabul eden zavallı mahlukattır. Onlar dışındaki herkes kısmi özgürdür.
Peki tam özgürlük var mıdır, varsa nasıl ulaşılır?
Cevap yine çok basit: hayır. Benim nazarımda tam özgürlük diye bir şey yoktur; kısmi özgürlüğün ölçüsünü arttırmak vardır. Nasıl yani? Daha önce dediğim gibi özgürlük, bize sunulan seçeneklerden en mantıklısını tercih etme becerisidir. İnsanın her becerisi gibi bu da çalışınca artar. Buna somut bir örnek verilirse; diyelim ki 12 yaşındasın ve ailene bağlı yaşıyorsun maddi ve manevi, ama ileride bir meslek sahibi olursan ileride maddi ve manevi seçeneklerini kendin belirlemektir.
Uzun lafın kısası, özgürlük toplumun dayattığı gibi yalnızca bir hak gözetme olayı değil, bir karar verme politikasıdır. Bu politikayı yapmak için de kendi seçeneklerini ortaya çıkarman gerekir.
