Bir Şair’in Romanı | Ersan Yıldız | Kitap Değerlendirmesi

Sizlere tanıtacağım ve değerlendireceğim kitap benim için çok özel. İlk kez bir kitabın doğum sancılarına şahitlik ettim ve onun var olma sürecini yakından takip ettim. Kendi kitap yazım deneyimlerimden aşinayım bu süreçlere fakat ilk kez başka bir kitabın yaratım aşamalarının sokaklarında, damarlarında gezinme imkânım oldu. 2019 yılının sonlarına doğru tanıştım Şair’le ve dolayısıyla köşe yazarı arkadaşım Ersan Yıldız’la. O zamanlar Şair bir kitap dosyası halindeydi. Word dosyasından tebessümle yüzüme bakan ve artık ayaklanmayı bekleyen kundaktaki bir bebek gibiydi yani. Sonrasında Şair’in emekleme, yürüme ve nihayet koşma zamanları da görme şansım oldu. Ben naçizane yorum ve değerlendirmelerde bulundum; Ersan sağ olsun dikkate ve ciddiye alarak yeniden gözden geçirdi yazdıklarımı. Bu yüzden bu kitabı kendi kitabımmış gibi seviyor ve benimsiyorum. Tabi kitabı sevmem ve sahiplenmemdeki tek sebep bu değil…

Aynı zamanda ciddi bir edebi eserle karşı karşıya olduğumu daha ilk satırları okumaya başladığımda anladım. Kitabın özellikle adına yakışır şiirsel dili hemen sizi kavrayıveriyor. Kitabın en güçlü yönü de bu akıcı ve şiir tınıları içeren cümleleri derim kesinlikle. Kitapta biz bir şairin başından geçen olaylara ve onun etrafındaki kadınlara ve zihnindeki şiirlere karşı çıkmazlarına, heyecanlarına ve muhasebelerine şahit oluyoruz. Karakter işçiliği yerinde olan kitapta özellikle erkek bir yazarın kadın karakterleri bu kadar ustaca anlatması heyecan verici. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen sanki yıllardır kitap yazan bir yazarın kitabını okuyor gibisiniz.

Romanda Devrim ismindeki şairimiz, şiir dünyasını seslendirdiği özel bir mekâna çıkarak hem ailesinin geçimini sağlamaya çalışır hem de içinde karşı koyamadığı şiir sevdasını teskin etmeye eder. Fakat şair ruhundaki hem geçmişinin hem de gelecek düşlerinin karıştırdığı tutkularıyla mücadele etmeye başlar. Bir süre sonra ailesiyle bu tutkuları arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Şiir’le Roman’ın iç içe geçtiği, şiirin adeta romanın ana teması olduğu romanlara edebiyatımızda çok rastlamıyoruz. Bu anlamda da şiir severler için eşsiz bir roman deneyimi sunan bu kitap Atayurt Yayınları’ndan yayınlandı. 250 civarında sayfa sayısına sahip.

Okurken bazen mısralarda bazen dizeler arasında gezinerek bir şairin şiirini yazarken aslında hayatını da yazmaya başladığına şahit olacağınız bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Değerlendirmeyi video olarak da izleyebilirsiniz:

Son Yazılar

Yazmak, çizmek peşinde, yanmayı pişmeye tercih eden biri...