1
Belli ki yerinde duramayan ve yerinde duramayan biri ile birlikte olmak istedin. Suratındaki yumruk izini 32 yaşında yedin. Bir kütüphanede aşık olduğun kişi seni belirli bir sebepten ötürü üzdü. Kimse ile kimsesiz olduğun müddetçe hep mutsuz oldun. Cebindeki son paranı önünde geleceğin hakkında vaatte bulunan dilenci kadına verdin. Az ileride pişman oldun. Ayakkabı bağcığın çözüldüğünde onları bağlamak için eğildin ve hemen yanına kuyruğu kıstırılmış, kirli bir kedi yanaştı. Sevdin. Ona üzüldün. Biraz ilerlediğinde ellerini kirli hissettin. Sevdiğine pişman oldun. Telefon çaldı. Güneşin hala batmadığı bir zamanda seni eve çağırdı. Gittin. Beraber olamadınız.
2
Küçük bir kaplumbağa tepedeki düzlüğe çıkmış. Aslında çıktığı yer zaten düzmüş…
3
Sarılmak için davrandı. O gün diğer günlere hiç benzemiyordu. Sarıldım. Bir olduk. Sarıldık. Kafamı omuzuna yasladım. O kadar güvenli bir alan ki burası, anlatamıyorum. Kafamda yaşıyorum. Hafiften saçlarına dokunuyorum. O kadar güzel bir his ki… Sarılıyoruz. 2 dakika önce ne yaptığımız hiç umurumda değil. Her şeyden kopmuşum. Yaşadığım onca boka bunu feda edebilirim. Bütün hayatım boyunca yaşadığım bedeli böyle ödeyebilirim. Bu sarılma için bir gün boyunca oruç tutabilirim. Sarıldık. Bir olduk. 5 dakika önce ne yaptığımız önemli değildi. Ayaklarımız yerden kesiliyordu. Gözlerimiz kapalı bazen… Bu kadar uzun boylu olmasını o kadar çok seviyorum ki. Ona sarıldığım zaman sanki kalbi olan kocaman bir şeye sarılıyor gibi hissediyorum. Uzundu ve bir şeyleri benden daha iyi görüyordu. Hala böyle kalmamız mükemmel. Keşke hiç bitmese… yürüyen merdivenden bahsediyorum. Basamaklar bitince sarılmamız bitiyor. Keşke daha uzun olsalar…