Hangi devirde yaşarsak yaşayalım insanın maneviyat ihtiyacı muhakkak onunla beraber olacaktır. Her an teknolojik bir devrimin yaşandığı küresel dünyada, inançlı insanların nasıl varlığını sürdürecekleri, değişimler karşısında nasıl bir tavırda olacakları büyük sorunlar arasındadır.
Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığına sorulan ilginç bir soru ile konuya başlamak isterim. Diyanet İşleri Başkanlığına dilekçe yazan bir vatandaş, davranışı ve duyguları olacak olan robotlarda, toplumsal ahlaka uygunluk, kullanılan yere göre kişisel ahlaka uygunluk ile ilgili İslam ahlakı çerçevesinde bir çalışma yapılmasının gerekliliğini vurgulamış ve çalışmanın ürünü olarak bir kitap yayınlanmasını talep etmiş. Diyanet İşleri Başkanlığı da cevaben; “Şimdiye kadar robotik yapay zeka üretimiyle alakalı herhangi bir kişi veya kurum tarafından dini aydınlanma talebi içeren bir başvuru Diyanet İşleri Başkanlığına ulaştırılmadı. Ancak dilekçe ile birlikte yapay zekaya sahip robotlar ve diğer akıllı teknolojik ürünlerin üretimi ve kullanımıyla ilgili İslam ahlakı çerçevesinde sağlıklı değerlendirmelerin yapılmasına ilişkin teklif ve talepler ilgili komisyon tarafından değerlendirmeye alınacaktır.” demiş.* Bu soru ve talep, değişen dünyaya ve olası getirilerine hazır olmamız açısından oldukça yerindedir.
Robotların hayatımızda daha aktif olması öngörülmekte. Ve robotların aktif hayatta en efektif biçimde kullanılmasının yolu, bu aletlerin artık insansı biçimlerde tasarlanmasından geçecektir. İnsansı olmasından kastedilen, zeka, duygu, bilinç gibi bizi diğer canlılardan ayıran yegane özellikler olsa gerek. Yapay zeka üzerine yapılan çalışmalar yoğunlaştıkça sorular ve sorunlar da artıyor. Yapay zeka üzerine çalışmaların durdurulması gerektiğini savunan ve durdurulmazsa, insanlığın sonunun geleceğine inanan en önemli bilim insanı Stephen Hawking‘dir. Elon Musk‘da ona katılır. Bazıları ise bu gelişmelerin durdurulamayacağı gerçeğiyle yüzleşmek gerektiği kanaatinde.
Her yönüyle yeni bir çağ başlıyor, ”Geleceğin Yolu” isimli yeni dini hareket bunun kanıtı olmalı. Yapay zekaya ibadet edilen bir din yaratmak için, Google’ın eski mühendislerinden Anthony Levandowski tarafından kurulan dini bir grup, toplumun daha iyi bir hale gelmesi için yapay zekaya dayalı bir tanrı modeli geliştirmek istiyor.
Kurucu belgelerinde Geleceğin Yolu’nun “yapay zekaya dayanan bir tanrının gerçekleştirilmesi ve Tanrının toplumu iyileştirmesine katkıda bulunan bir Tanrı anlayışı ile ibadetlerinin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi” amaçlanıyor.**
İnanç evriliyor. Tüm bu gelişmeler bize gösteriyor ki, ontoloji, kozmoloji, felsefi ve dini açıdan insanı tekrar tanımlamalıyız. İnancı, imanı ve ibadeti değişen değerler ile beraber konuşmaya ve tartışmaya insanlığın ihtiyacı vardır.
Yapay zekanın sınırları incelenmeli ve yazımın başında bahsettiğim dilekçe özelinde talep edilen araştırmalara kulak verilmelidir. Biz bir yerlerde yanlış yapıyor olmalıyız. ”Din temalı robot yarışması” adı altında derviş kılığına sokulan ”dindar robotlar”, hac ibadetini anlatmak için ihrama girdirilerek Kabeyi tavaf ettirilen ”hacı robotlar”, kiliselerde ellerinden ışıklar saçarak vaaz veren ”rahip robotlar”, nasıl ”Geleceğin Yolu” diniyle ilmi çerçevede muhatap olabilecek?
İlkokul seviyesine kadar inmiş robotik kodlama dersleri ile rasyonalist bir kalıpta büyüyen nesle, imanı anlatmak bu zamana kadar yaptığımız geleneksel, ezberci yöntemle olamayacaktır. İslam dini özü itibariyle, her türlü devrin değişimlerine uyumluluk arz eder çünkü, evrensel yasalar ile evrensel ahlak inşa eder. Bu değerleri hakkıyla taşımak ve yaşatmak bizi devrin değişimlerinden uzaklaştırmayacağı gibi, inancımızı da özgür bırakacaktır.
Kaynaklar;
Görselin kaynağı: https://pixabay.com/tr/teknoloji-robot-insan-el-2025795/
* http://www.risalehaber.com/diyanete-sordular-yapay-zeka-robot-islama-uygun-mu-300058h.htm
** http://beyinsizler.net/yapay-zeka-ile-yeni-bir-din-hareketi-baslatildi/