Tanzimat’tan beri bizim tek sorunumuz, Türk Edebiyatına Batıdan giren yeni türlerde ortaya konulan ürünlerin kahir ekseriyetinin özgünlükten yoksun olması idi. Bu sorun gelişen teknoloji ile birlikte sanatın her alanında kendini göstermeye devam ediyor. Ancak Filiz Şakar çok genç yaşına rağmen polisiye türündeki ilk deneyiminde hem ortaya koyduğu karakter hem de motifler itibari ile özgün bir eser ortaya koymuş. Üniversite yıllarında sanatın hususi ile Tiyatro yanı ile ilgilenen genç yazar, bir eser paylaşım sitesinde eleştirmenlik yapmasının yanında blok yazarlığı da yapıyor. Sevgili Filiz’in romanı kurgulamaya başlaması hususundaki zamanlaması da tam bizlik. Biz de kurgulanması bir bulaşık yıkama anına denk gelen bu eserin yazarı ile romanı, sanatı, bir eleştirmen gözü ile sosyal medya yazarlığını konuştuk. Tam da sevgili Filiz ilgili romanının ikinci serisini çıkarmışken. Ben de bunu köşeme taşımak istedim.
1- Bulaşık yıkadığınız esnada kurgulamaya başladığınız romanda “tava” önemli bir yere sahip. Neden özellikle “tava”?
Sanırım ev eşyaları içinde en kullanışlı bulduklarımdan birisi tava. Tabii evdeki bir çok malzeme farklı şekillerde kullanılabilir ama eğer benim özel bir dövüş aletim olmasını isteseydim, bu kesinlikle tava olurdu. Tabii, tutuş kolaylığını da unutmamak lazım.
2- Başkarakter olarak bir ev kızını seçmenizde “bulaşık yıkama anı” dışında başka nedenleriniz de var mı?
Ev kızı, aslında Türkiye’de yaşayan ailelerin çok tanıdık olduğu bir kavram. Özellikle polisiye kitaplarda hep bizden uzak karakterler görürüz. Genelde polis ve dedektif kavramıyla karşılaşırız. Ancak ev kızı, bizim içimizden biri. Ben, sen, o. Herkesin olabileceği kadar yakında ve kendisiyle bağdaştırabileceği bir karakter. Hani İngiliz Kraliyet Ailesi’nden birisi halktan biriyle evlendiğinde bunu daha çok benimseriz. O evlenilen kişiyi daha çok severiz ya. İşte Evren’de öyle bir karakter. Ben özellikle bu kadar içimizden birisi olduğu için sevildiğini düşünüyorum. Ben de bir ev kızı olarak bu kavrama uzak değilim. Ev Kızı Evren’in söylemek istediklerini aktarmakta bu yüzden zorluk çekmeyeceğimi düşündüm ve biraz da bunun etkisi var elbette.
3- Romandaki gizli “evrensel” istihbarat örgütünün olumlu- olumsuz eksende yeri nedir?
Olumlu açıdan bakacak olursak, eğer bu örgütün içindeyseniz, nerdeyse hiçbir şey imkansız değil. Evren’in tavası buna güzel bir örnek olabilir mesela. Tavanın o evrilmiş hali bize çok şey anlatıyor. Ve eğer işinizi iyi yapıyorsanız, örgütün gözünden asla kaçmazsınız, mutlaka ödüllendirilirsiniz. Ayrıca bütün devletlerin üzerinde bir güç olduğundan bir çok meselenin çözümü oldukça kolay bir şekilde avuçlarınızda olur. Tüm bunlara rağmen olumsuz olarak değerlendirilebilecek de çok etken var. Mesela başarısız olanların rahatlıkla ortadan kaldırılabiliyor olması gibi. Bu örgüt çok güçlü ve ilerleyen kitaplarda bunun bir soruna yol açacağını düşünüyorum. Kendi kanunlarının olması bile yeterince korkunç değil mi sizce de?
4- Bir wattpad eleştirmeni olarak orada yayımlanan çalışmaları genel olarak dil ve kurgu açısından nasıl buluyorsunuz?
Açıkçası benim ilk eleştirmenliğe başladığım dönemlerde çok ciddi ve güzel eserlerle karşılaşıyordum. Keyifle okuyor ve eleştirilerimi yapıyordum. Yazarlar bunlara dikkat ediyor, yorumlara saygı gösteriyordu. Wattpad’e üye olanların çoğunun bir eseri yoktu ve sadece yazanların hikayelerini okumak üzere oradaydılar. Ancak özellikle oradaki çalışmalar kitaplaşma sürecine girdikten sonra işler çığrından çıktı. Popüler olmakla kaliteli eser yazmak arasında bir yerlerde ipin ucunu kaçırdık. O dakikadan sonra bir anda herkes yazabiliyor oldu. Doğal olarak da kalite düştü. Wattpad genelinde imla hataları arttı, kurgular çalınmaya başlandı. Popülerlik kavramı yazar olmakla bütünleşti ve doğal olarak insanlar hikmeti klavyenin başına oturup, bir şeyler karalamakta sandı. Yine de hala kaliteli eserlere denk geliyorum ve bu beni mutlu ediyor.
5- “Ev Kızı Evren” bir serüven serisine dönüşmeye aday mı?
Başlangıçtaki niyetim bu olmasa da, evet. Kesinlikle öyle. Altın Günü Serisi olarak devam edecek. Zaten öyle bir sondan sonra devamını yazmazsam ve tek kitapta bırakırsam galiba beni taşlarlar. Aklımda dönüp duran, yaşanması gereken bir sürü macera var. Hepsini yazmak için sabırsızlanıyorum. Ama ikinci kitabın adı şimdiden belli; Has Kız Hazal.
Görsel kaynak : DR